SYRİZA Bu HDP(KK)’nın Nesine Hayran? SYRİZA Bu HDP(KK)’nın Nesine Hayran? Konumuz başka, ama bu hafta meydana gelen provakatif eyleme değinmeden de edemezdim. Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, taşınma hazırlıkları yaptığı yeni Genel Merkezine Salı günü sabaha karşı kendilerini “Trakya’nın Bekçileri” diye adlandıran karanlık bir grup tarafından menfur bir saldırı düzenlendi. Bu saldırıda Batı Trakya Türklerinin sembol ismi, DEB Partisi kurucusu, merhum dava insanımız Dr. Sadık Ahmet adına oluşturulmaya çalışılan bölüme ve genel merkezin diğer alanlarına büyük zarar verilmiş ve Sadık Ahmet’in elim trafik kazasını geçirdiği araç çalındı. Batı Trakya Türkleri için manevi değeri büyük olan Dr. Sadık Ahmet’in aracı yerinden ancak bir vinç aracılığı ile kaldırıldığı gerçeği ile yapılan saldırının ne kadar planlı olduğu ve Batı Trakya Türkleri arasında infial yaratmak için yapıldığı ortadadır. Belli ki, bölgemiz karanlık güç odakları tarafından istenmeyen mecralara sokulmak isteniyor. Ancak insanlarımız her zamanki sağduyularıyla bu oyunlara gelmeyecektir. Bu konuda en ufak tereddütümüz yoktur. Bu menfur saldırıyı kınadığımızı beyan eder, her ne kadar nafile bir beklenti de olsa, yetkili mercilerden acilen olayı aydınlatmalarını ve suçluları adalet önüne çıkarmalarını bekliyoruz. --- -- --- Bu hafta bir Syriza heyetinin daha Ankara’da HDP’yi ziyaret ettiğini öğrendik. Basına yansıyan haberlere göre PKK’nın siyasi uzantısı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, SYRIZAlı “gardaşlarını” TBMM'de kabul etti. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın partisinin yetkililerini Türkiye'de görmekten mutlu olduğunu belirten Selahattin Demirtaş, "Bizler gibi Yunanistan halkı da zor günlerden geçiyor. Syriza tam da bu zor günlerde ciddi bir sorumluluk üstlendi ve sadece Yunanistan'da değil, dünyanın genelinde büyük bir heyecan yarattı. Sol adına, yoksullar adına Syriza'nın yarattığı umudun başarıya dönüşmesini arzuluyoruz. Yunanistan ve Türkiye toplumu arasında çok daha iyi ilişkiler kurulması gerekiyor. Bunun için Syriza'nın hükümet olması büyük bir avantaj gibi görünüyor. Hem Sayın Çipras'ın hem partisinin sorunların çözümü konusundaki cesur yaklaşımları, Türkiye-Yunanistan arasındaki Kıbrıs sorunu başta olmak üzere birçok sorunun çözümüne faydalı olacaktır. HDP olarak Syriza ile kurumsal daha iyi ilişkiler geliştirmeyi arzuluyoruz. Basına kapalı görüşmede bunları görüşeceğiz" dedi. Basına kapalı görüşmede başka ne görüştüler Allah bilir, ama belli ki hendek kazıcıbaşısı Demirtaş’ın ya Yunanistan’da neler olup biitiğinden haberi yok, ya da neredeyse memleket meselelerinden çok HDP’nin derdine düşmüş görüntüsü veren baş destekçilerinden biri olan SYRIZA’yı överek kendince sahip çıkyor. “Yoldaş” olmanın gerektirdiği dayanışmayı sergiliyorlar anlayacağınız. Bunlar kendilerini her fırsatta “hümanist”, “barışçıl”, “özgürlükçü” ifade ediyorlar ya... İşte bunların “yoldaşlığı”... Tabii yersek... Burada şunu da sormak lazım: Kim kimin yolunda? HDP bu değerleri temsil ettiklerini iddia ediyor, ama icraatına baktığınızda terörden başka bir şey göremezsiniz. PKK hendek kazıyor, özerklik ilan ediyor, masum insanları katlediyor, devlete savaş açmış asker, polis vuruyor... Ama HDP ekranlara çıktığında, “katil devlet, katil hükümet, asker ve polis” nakaratını okuyor.. PKK’nın ve mecliste onun siyasi sözcülüğünü yapan uzantısı HDP’nin ne olduğunu herkes görüyor, biliyor... Lâkin bizim hükümetin büyük ortağı SYRIZA’nın ve “cici çocuk” Çipras’ın bu kadar HDP(KK) sevdalısı olduğunu bilmiyordu. Onu da böylece yakinen görmüş oluyor. Bu ne aşk, ne merak, nasıl bir sevda ve hayranlıktır böyle! Ben ömrü hayatımda Yunanistan vatandaşı olarak, Demirtaş’ın da dediği gibi, böyle “cesur” bir siyasi oluşum görmedim. Başkası olsa teröre bulaşmış bir partiyi kardeş ilan etmez, özellikle silahlı kanadı PKK’nın terörü tırmandırdığı bir dönemde mesafeli davranmaya özen gösterir, diye düşünüyorum. SYRIZA dışında “HDP’nin mücadelesine hayranız, bizlere ilham veriyor” diyen bir parti ne duyduk, ne gördük. Özellikle bir iktidar partisi olarak SYRIZA, hakikaten bu konularda cesaretiyle ilklere imza atan bir parti olarak tarihe geçmeyi başardı... Eminim daha birçok ilklere imza atacaktır. Tabii iktidardaki ömrü vefa ederse... Çünkü görünen o ki, çok fazla sürmeyecek... SYRIZA, 7 Haziran 2015’te Türkiye’de yapılan Genel Seçimler öncesi HDP’nin İzmir mitingine destek amacıyla temsilcisini göndermişti. En son da geçenlerde Çipras, heyetiyle HDP’yi ziyaret etmişti. Şimdi de bu heyet... İçimde kalmasın: Ben başka seçeneğim olmadığı için veya bir şekilde böyle bir partiden milletvekili seçilsem, sonra bu partinin başkanı HDP’ye hayran olduğunu söylese, istifa ederim. Hele PKK ve ruh ikizi HDP’nin son dönemlerde yaptıklarından sonra onunla ilişkileri sanki inadına daha da arttıran partinin bir daha yanından dahi geçmem. Özellikle bir Batı Trakya Türkü olarak benim garantörüm ve varlık sebebim olan anavatanımı yıkmaya yönelik teröristleri savunanları destekleyenlerle hiçbir işim olmaz. Bu tür oluşumlar, sadece anavatanımız için değil, vatanımız için de tehlikedir. Bunlar aslında insanlık için bir tehdittir. Böyle bir ilişki olamaz. Bunun mantıken izah edilecek bir tarafı olamaz... Benim anlamadığım, bizim SYRIZA’cıların HDP(KK)’nın tam olarak hangi mücadelesine hayran olduklarıdır. SYRIZA’nın “mücadeleden” kastı, herhalde Türk devletine karşı verilen “özerklik” ve “hendek” mücadelesi olsa gerek, çünkü onların başka “elle tutulur” bir mücadelesi bilinmiyor. En azından son günlerde medyaya yansıyan “mücadele”nin, hendek kazan, siper yapan ve devlete kurşun sıkan teröristleri desteklemek ve savunmak olduğunu görüyoruz. HDP Eşbaşkanı Demirtaş, SYRIZA heyetini kabulünde yaptığı açıklamada, bu “mücadeleyi” kastederek, “direnişimiz devam edecektir” dedi. Daha ne desin... Binlerce Batı Trakya Türk’ününün oyunu alan SYRIZA, devletine sahip çıkan kardeş Türk ve Kürt asıllı Türk vatandaşları katledenleri savunanlarla boy gösterip dayanışma içerisinde olduklarını açıklıyor. Yazık ve hatta yazıklar olsun! Daha ben bunlara ne diyem! SYRIZA bence inandırıcılığını çoktan kaybetti. Gazete dağıtırken bu anlamda halktaki hayal kırklığını görebiliyorum. SYRIZA’nın iki yüzlü ve diğer partilerden daha kötü bir politika sergilediğini söylüyorlar. SYRIZA bizi aldattı, bize yalan söyledi, söylediklerinin tam tersini yaparak bizleri hayal kırıklığına uğrattı” diyorlar. Nitekim halkın, bu tepkisinde ne kadar haklı olduğunu bir kez daha bu hafta gördük. SYRIZA heyetinin HDP ziyareti bir yana, Mısır’ın son firavunu diktatör SİSİ’yi ağırladı bizim SYRIZA. “Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır, nasıl bir çifte standart?” diye soruyor halk. Her fırsatta Türk Cumhurbaşkanını totaliter ve katil olmakla suçlayan Yunan hükümetinin Mısır'da binlerce insanın ölümünden sorumlu bir diktatör olan SİSİ'yi resmi törenlerle karşılaması, kamuoyunda açık bir ikiyüzlülük olarak değerlendiriliyor. Türkiye olunca sorgusuz sualsiz saldır, ama işine geldiğinde binlerce insanın ölümünden sorumlu diktatör SİSİ’yi kırmızı halılarla ağırla. Sonra çık solculuk, hümanistlik, demokratlık, özgürlük nutukları at... Yemezler arkadaş... Ha, yemekten zevk alanlar varsa, o başka, onlara da afiyet olsun artık... Başka ne diyeyim... Evet durum bu! Artık bu gerçekler apaçık bir şekilde ortadayken, bundan sonrası herkesin vicdanına ve midesine kalmış. Anlayacağınız, bünye meselesi... Cengiz Ömer (MİLLET) |
1061 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |