İsa Yusuf Alptekin Sempozyumu DUYURU-DAVET İsa Yusuf Alptekin Sempozyumu DUYURU-DAVET İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü ile Doğu Türkistan Vakfı ortaklığında 17 Aralık 2015 tarihinde Doğu Türkistan’ın büyük lideri İsa Yusuf Alptekin’in vefatının 20. yılı anısına ‘Uluslararası İsa Yusuf Alptekin Sempozyumu’ gerçekleştirilecektir. Uluslararası İsa Yusuf Alptekin Sempozyumu Program Açılış: 10.00-12.00 Saygı Duruşu Sempozyum Açılış Konuşmaları Protokol Konuşmaları Sergi Bildiri sunumları: 13.30 -17.30 TARİH:17 ARALIK 2015 PERŞEMBE YER: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ/Vezneciler-İstanbul İSA YUSUF ALPTEKİN KİMDİR? 1901 yılında Doğu Türkistan’ın Kaşgar vilayetine bağlı Yenihisar İlçesi’nde doğdu. Öğrenimini Yenihisar şehrindeki Medereselerde tamamladı.Güzel ahlakı, fazileti ve ileri görüşlü fikirleri ile kısa zamanda halkın ve özellikle gençlerin sevgisini kazandı. Doğu Türkistan’da bir Sosyal Okul olan “Meşrep Meclisi”nin Yiğitbaşısı olarak seçildi. Daha sonra Yenihisar’daki bir Çin Okulu’na devam ederem Çince öğrendi ve Vergi Memuru olarak atandı. Yenihisar Kaymakamı Çin De Li’nin 1927’de Andican Konsolosu olarak atanması üzerine Konsolosluk Maiyet Memuru olarak Andıcan’a gitti.Konsolus’un Taşkent Başkonsolosluğuna atanması üzerine Taşkent’e onunla birlikte Taşkent’te bulundu. Batı Türkistan’da bulunduğu yıllarda bu ülke’de yaşayan DOğu Türkistanlı Tüccar ve Aydınlarla tanışarak Ülke meseleleri üzerinde fikir alış verişinde bulundu. Hatıralarındakı ifadesine göre ; hayatının en verimli dönemi Andıcan ve Taşkent şehirlerinde geçti. Stalin tarafından idam edilen ünlü Özbek Şairi Albudlhamit Çolpan başta olmak üzere, çeşitli Türk boylarına mensup Aydınlarala tanıştı ve dostluklar kurdu. Modern Türkçü fikir akımlarının daha güçlü olduğu Özbekistan’da Vatanı Doğu Türkistan’ın kurtuluşu için ilk fikir kıvılcımları ve dönüm noktası burada oluştu. Bu topraklarda perişan ve zor durumdaki Uygur Kardeşlerine sahip çıktı ve onların problemlerinin halledilmesi ve yurtlarına geri dönmelerini sağladı. 1931 yılında resmi bir görevle Sibiriya demir yolu hattını kullanarak merkezi Çin’e gitti. Burada bulunan Doğu Türkistanlıları ve Uygur aydınları organize ederek bir “Yurttaşlar Cemiyeti’nı kurdu.Bu yıllarda Stalin Kuklası Çinli Faşsit Cellat General Şeng,Doğu Türkistan’da KGB.’nın da yardımı ile büyük bir devlet terörü uyguluyordu. Merkezi Çin Parlamentosu ve Yönetimi nezdinde bu katliamların önlenmesi için girişimlerde bulundu. Doğu Türkistan’ın Sovyetler tarafından işgal edilebileceği tehlikesi üzserine yönetimin ve kamu oyunun dikkatini çekti. 1936 yılında Çin Cumhuriyeti meclisi üyeliğine seçildi. 1946 yılında Çin Millet Meclisi’nde Doğu Türkistan’ı temsil etti.Çin’de bulunduğu yıllarda Dr.Mesut Sabri Baykuzu ve Mehmet Emin Buğra ile birlikte “Güçlü Ortak Düşman’a Karşı Zayıf Ortak Rakibi Yanına Alarak ” birilikte mücadele edilmesi ve ülkenin kurtarılması fikri etrafında birleşti. Çin’de Türkistan’ın Sesi,Altay gibi bir çok yayın faaliyeetlerinde bulundu. Çin elitleri.aydınları ve demokrat olarak tanına Çin devlet adamları ile kişisel dostlular kurudu ve ilk Lobi faaliyetini Çin’de başlattı. Bu yollarla Doğu Türkistan sorununu Çin’in devlet gündemine gelmesine gayret etti. 1944’de İli’de başlayan genel halk ayaklanması sonucu kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti hükümete i ile Çin Merkezi yönetimi arasında başlayan görüşmeler Doğu Türkistan siyasi tarihinde 11+1 bitim olarak tanımlanan bir anlaşma ile sonuçlandı. Bu anlaşma sonucunda kurulan Karma Eyalet Hükümeti’nın Genel Sekreterliğine getirildi. Dr.Mesut Sabri Baykuzu’nun Hükümet Başkanlığı ve Mehmet Emin Buğra’nın Başbakan Yardımcısı olduğu bu hükümetteki fırsatlar,haklar ve yetkilerini kullanarak “İslamlaşmak,Türkleşmek ve Muasırlaşmak” olarak tanımlanan “ÜÇ Efendiler” hareketini başlattı.Dernekler ve Uyuşmalar ardı aradına ülke genelinde kurulmaya başlandı.Uygur Türkleri son devirlerinde kendi dilini. tarihini ve dini inançlarını serbestçe öğrenebiliyor ve ülke yönetiminde söz sahibi oluyordu.Bu durum Stalin’in tepkisini çekti. Sovyetlerin Uygurca olarak yayınladığı “Şark Hakikatı” dergisi ” Pantürkizmin merkezi Ankara’dan sonra Urumçi’ye taşınmıştır.”diye başlık attı. 1949’da Doğu Türkistan’in Mao Liderliğindeki Çin Komünist Orduları tarafından işgal edilmesine üzerine “Vatan İçin Vatan’dan Ayrılma” desturi ile Mücadele ve kader arkadaşı Mehmet Emin Buğra ve Urumçi’deki “Akartış= Aydınlanma ” hareketinde rol alan kadrolar ile birlikte 1949 yılının son aylarında Hindistan’in kontrölündeki Keşmir’in başkenti Srinagar’a geldi. 1937’de gelen ve 1949 yılında bir kısmı kendileri ile birilikte gelen çoğunuluğu Kazak Türklerinden oluşan Doğu Türkistanlı sığınmacıların Hinidistan’a kabul edilmesi ve barındırılıması için Hindistan yönetimi ,Türkiye ve nezdinde giriişimler ve görüşmelerde bulundu. 1953 yılında toplam 1850 Doğu Türkistanlı Muhacirin İskanlı Göçmen olarak Türkiye’ye yerleştirmelerini sağladı. Kendisi de daha sonra Türkiye’ye gelerek yerleşti ve dava arkadaşı Mehmet Emin Buğra ile birilikte Doğu Türkistan Davasının temellerini Türkiye’de attı ve Mehmet Emin Buğra’nın vefatına kadar bu davanını Bayrakatarlığını birlikte yaptı.Vefatından sonra ise,tek başına bu Bayrağı taşımaya çaba sarf etti. Doğu Türkistan Göçmenler Derneği(1960) ve Doğu Türkistan V akfını(1978) kurdu.Dünyanın çeşitili ülkelerine sığınan ve zor durumda bulunan Doğu Türkistanlı sığınmacıların Türkiye’ye getirilmesi ve VAtandaş olmalarını sağladı.1965 ve 1967 yıllarında Afganıstan 320 Uygur Türkü’nün İskanlı göçmen ve 1969 ve 1977 yıllarında Keşmir’den Uygur ve Kazak Türklerinden 250 kişinin Serbest göçmen olarak Türkiye’ye gerililmesini temin etti. Muhaceretteki Doğu Türkistan davasının demokratik ve meşru bir zemine oturtulması için Eylul 1955’de Suudi Arabistan’in Taif kentin’de Doğu Türkistan Kurultayı tertip etti.Kurulutay,Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’in ortak Eş Liderler ( Eşit Yetkilere Sahip Eşbaşkan) olarak seçti ve yetkili kıldılar. Türkiye’de Ankara’da Mehmet Emin Buğra ile birilikteTürkistan’ın Sesi (1955) ve İstanbul’da DOğu Türkistan Neşriyat Merkezi’nın yayın organı olarak Doğu Türkistan’ın Sesi ( 1984) dergilerini çıkarttı.Türk medyasına demeçler,raportajlar vererek ve makaleler yazarak DOğu Türkistan davasının canlı ve sürekli olarak gündemde kalmasına çaba sarfetti. Türkiye’nin çeşitli şehirlerine giderek Doğu Türkistan,Türkistan Türkleri ve diğer esir Türklerin dert,elem ve istiraplarını dile getiren konferanslar verdi. Devlet ve hükümet adamları nezdinde sürekli temaslarını sürdürdü.Onlara muhtıralar sundu.Dünya İslam Birliği ibaşta olmak üzere bir çok uluslar arası islamı toplantı ve konferanslara iştirak ederek Doğu Türkistan ve esir müslüman Türklerin dert,elem ve istiraplarını anlattı. Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını elde ederken,”Kurtuluş Sırası Doğu Türkistan’da ! ” çıkışı ile tarihe not düştü. Merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin şu cüleleri sürekli ifade ederdi ; ” Türkiye,Türk İslam Dünyasının yegane Kal’ası ve İstinatgahı’dır.” “Allah Türk Devletimizi İlelebed Korusun.” ” Bizi ‘Doğu Türkistanlıları)Görün ve İbret Alın.” Bir konuşmasında, “Gönül arzu eder ki, Türkistan meselesinin halledilmesi davasında öncülük şerefi, Türkiye’nin hakkı olsun “ diyen İsa Yusuf Alptekin, 17 Aralık 1995 gecesi vefat etti. Cenazesi 20 Aralık 1995 günü İstanbul – Fatih Camisinde onbinlerce kişinin katıldığı bir cenaze namazının ardından Topkapı’daki Aile Kabristanına defnedildi.
|
1507 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |