"Almanya da Yunanistan'a 341 milyar Euro borçlu" "Almanya da Yunanistan'a 341 milyar Euro borçlu" Yunanistan borç krizinde koşulları hafifsetmeyen Almanya'ya karşı İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Nazi işgalinin tazminatlarını hatırlatmıştı. 1941-1944 yıllarındaki işgal nedeniyle talep edilen tazminat bugünün hesaplamalarıyla 341 milyar Avro. Yunanistan'ın müzakere ettiği borçları ise 320 milyar Avro tutarında. Almanya tabii ki Nazi işgali döneminde işlenen suçların bedeli olan bu tazminatı reddediyor. Ancak Alman tarihçiler bu konuda Almanya hükümetiyle aynı fikirde değil. Prof. Dr. Korkut Boratav, tazminat talebini ve tarihsel arka planını anlattı. Yunanistan'ın içine düştüğü borç krizinden çıkışı için SYRIZA hükümetinin çabaları sürüyor. Başbakan Aleksis Çipras ile dün görüşen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan'a troykayı muhatap gösterdi ve "Uyguladığınız programın doğru olup olmadığına Almanya değil, AB karar verecek" mesajı verdi. Çipras da AB'nin yardım programının Yunanistan ekonomisine verdiği zarara işaret etti ve "Ne Yunanlılar tembel, ne de Yunanistan'daki durumdan Almanlar sorumlu" dedi. Çipras, "Almanlar sorumlu değil" dedi ama Yunanistan'ın gündeminde Almanya'nın 70 yıl önceki Nazi işgali nedeniyle ödenmemiş tazminatlarını masaya getirmek tartışılıyor. "Almanya sert bir tepkiyi hak etti" Yunanistan'ın geçtiğimiz haftalarda parlamentoda tartışılan bu konuyu, iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, BirGün Gazetesi'nin Pazar ekinde detaylarıyla kaleme aldı. "Almanya’dan Yunanistan’a savaş tazminatı" başlıklı yazıda, Yunanistan'ın Nazi işgali nedeniyle gündeme getirdiği savaş tazminatı talebini, "iyi yapıyor" diye değerlendiren Boratav, "Niçin iyi yapıyor? Borç müzakerelerinde Almanya, Yunanistan’a karşı sadece kaskatı bir tutum izlemekle kalmadı; bu tutumu öylesine küçültücü bir üslupla sürdürdü ki, ses getirici, sert bir tepkiyi fazlasıyla hak etmişti" ifadelerini kullandı. "Almanya Yunanistan halkına karşı suçlar işledi" Prof. Dr. Boratav, Yunanistan'ın talep ettiği savaş tazminatının tarihsel gerekçesini de yazısında şöyle açıkladı: "Peki, savaş tazminatı konusu nereden çıktı? Tahmin edeceksiniz ki, 1941-1944 yıllarında Yunanistan’ın Nazi orduları tarafından işgaliyle ilgilidir. İşgal sırasında Yunanistan’ın uğradığı kayıplar; Yunan halkına karşı işlenen suçlar söz konusudur. Bu suçlardan bazıları, örneğin 1 Mayıs 1944’te Kaisarani’de 200 direnişçinin ve 10 Haziran 1944’te Distomo’da (çoluk-çocuk dahil) 218 köylünün Nazi güçleri tarafından kurşuna dizilmesi, Yunan halkının belleğinde yer etmiştir." "Tazminat talebinin nedeni SYRIZA'nın köşeye sıkışması" Başbakan Çipras'ın parlamentoda Almanya’nın Yunanistan’a tazminat ödemekle yükümlü olduğunu beyan etmesinin nedeninin bu olduğunu belirten Boratav, konunun 70 yıl sonra yeniden gündeme gelmesinin nedeninin, SYRIZA'nın borç görüşmelerinde köşeye sıkışması olduğunu ifade etti. Boratav, Yunanistan'ın müzakerelere "Drahmi'ye dönüş/Euro'dan çıkış" gibi etkili bir pazarlık gücüyle başlamadığı için sıkıştığını dile getirdi. Tazminat talebi 341 milyar, Yunanistan'ın borçları 320 milyar Yunanistan'ın tazminat talebinin SYRIZA tarafından üretilmediğinin anlaşıldığını ifade eden Boratav, seçimlerden bir ay önce Maliye Bakanlığı bürokratlarının tazminatlarla ilgili hazırladığı rapordan söz etti: "Almanya’nın Yunanistan’a Birinci Dünya Savaşı’ndan 9,2 milyar, İkinci Dünya Savaşı’ndan 322 milyar, 1942’de de Nazi rejimine zorla verdiği kredi nedeniyle 10 milyar avro borçlu olduğu hesaplanmış ve bir rapor olarak yayımlanmış.' Brüksel’deki görüşmelerin ilk aşaması tatsız sonuçlanınca SYRIZA bu hesabı olduğu gibi gündeme getirdi. Toplamı 341 milyar avro’ya ulaşan tazminat talebinin, Yunanistan’ın şu andaki (320 milyar avro’luk) dış borçlarını fazlasıyla karşıladığına dikkat çekelim. Çipras, konunun bir komisyon tarafından inceleneceğini ve Almanya’nın Yunanistan’daki tüm varlıklarına el konabileceğini de eklemektedir." "ABD tatlıya bağladı, Almanya devede kulak tazminat ödedi" Almanya'nın Yunanistan'a savaş nedeniyle "devede kulak" sayılabilecek bir tazminat ödediğini belirten Boratav, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında tazminat taleplerinin fiilen hayata geçirildiğini söyledi. "Sekiz yıl sonra Batı Almanya’nın tazminat yükümlülükleri ABD girişimiyle 'tatlıya bağlandı" diyen Boratav, tazminatın tarihsel arka planını şöyle anlattı: "1953 Londra Anlaşması, Almanya’ya çok değerli bir 'armağan' verdi. Kesin çözüm, Almanya’nın birleşmesi sonrasına ertelendi. İşgal edilen devletlere verilecek 'geçici' tazminat ödemeleri ise hemen hemen sembolik düzeylerde tutuldu. Yunanistan (anlaşılan) 10 milyar dolar talep etti; Yunan devletine tazminat ise 25 milyon dolarla sınırlı tutuldu ve birkaç yıl içinde ödendi. Ben hesaplamadım; ama, bu bedeli bugünkü dolarlara dönüştürenler var. 2015 değerlerine göre, Yunanistan 88 milyar dolar tazminat talep etmiş; sadece 220 milyon dolar ödenmiş. Peki, 'kesin' çözümden ne haber? Haziran 1990’da, İkinci Dünya Savaşı’nın müttefikleri (ABD, SSCB, Britanya ve Fransa) ile Batı ve Doğu Almanya hükümetleri (iki artı dört anlaşması olarak adlandırılan) bir anlaşma imzaladılar ve Almanya’nın birleşme kurallarını belirlediler. Savaş yükümlülükleri bu metinde yer almıyordu; adeta unutulmuştu. Gorbaçov ile Kohl arasındaki ayrı bir uzlaşma sonunda Doğu Almanya’dan çekilecek Sovyet askerlerine lojman yapımını Federal Almanya üstlendi; o kadar… Bazıları, bunu, 'Demokratik Almanya’nın satış bedeli' olarak yorumladılar. 1953’te 'Almanya’nın birleşme tarihine ertelenen' tazminat sorunu, böylece 1990’da tamamen gündemden düşürülmüş oluyordu. Berlin, bu nedenle, Syriza’nın bugünkü taleplerini, 'geçmiş olsun; o defter çoktan kapandı' diye yanıtlıyor. Bir de işbirlikçi Yunan hükümetinin 1942’de 'işgal masrafları karşılığı' Nazi Almanya’sına açtığı 465 milyon mark’lık kredi var. Bu kredinin bugünkü karşılığı 10-11 milyar avro ediyormuş." "Almanya'nın yanıtı yüz kızartıcı" Almanya'nın bu talebe yanıtını, "Yunanistan’a 60 yıl önce ödenen 25 milyon dolar, 'o defteri de çoktan kapatmıştır” şeklinde yorumlayan Prof. Dr. Korkut Boratav, bunu "yüz kızartıcı" diye niteleyerek, Almanya'daki tarihçilerin bu konuya yaklaşımlarına da yazısında yer verdi. "Alman tarihçiler de SYRIZA'ya hak veriyor" "Almanya’da, bilim namusu ağır basan, tarihi doğru okuyan aydınların sayısı az değil" diyen Boratav, iktisat tarihçisi Albrecht Ritschl'in 2011'de Spiegeel'e verdiği bir mülakattaki, "20. yüzyılda Almanya iki dünya savaşı başlattı ve savaş tazminat yükümlülükleri tamamen veya büyük ölçüde affedildi. Ekonomik refahını buna borçludur. Bugünlerde olduğu gibi Yunanistan karşıtlığı artarsa, eski tazminat talepleri haklı olarak canlanabilir" sözlerini hatırlattı. Boratav, tarihçiler, U. Brunnbauer ve E. Rondholz ile Financial Times’ın Alman yazarı Wolfgang Münchau'nun da “Yunanistan haklıdır” yönündeki ifadelerini yazısında paylaşıyor. Ayrıca, Almanya’nın ana muhalefet partisi Die Linke'nin 11 milyar avro’luk “işgal kredisi”nin geri ödenmesini, “ahlâkî bir sorumluluk” olarak gördüğüne işaret eden Boratav, milletvekilleri Sevim Dağdelen R.Stegner, G.Schwan ve A Hofreiter'in de SYRIZA’ya hak verdiğini aktarıyor. CNN-Turk |
1844 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |