‘YUNANİSTAN EGEMENLİĞİNİ KAYBETMİŞ BİR DEVLETTİR.’ ‘YUNANİSTAN EGEMENLİĞİNİ KAYBETMİŞ BİR DEVLETTİR.’ “Lisbon anlaşmasına göre Yunanistan 2040 yılına kadar denetim altındadır. Yani artık egemen bir devlet değildir. Egemenliğini kaybetmiş bir devlettir” Eski Diplomat, Bahçeşehir Öğretim Üyesi Doç. Dr. Byron Matarangas, Yunanistan’ın fiilen iflas ettiğini belirterek, “Lisbon anlaşmasına göre Yunanistan 2040 yılına kadar denetim altındadır. Yani artık egemen bir devlet değildir. Egemenliğini kaybetmiş bir devlettir” dedi. Özel bir televizyon kanalında Gazeteci Yazar Hasan Taşkın’ın sunduğu “Tam Zamanı” programına katılan Eski Yunan Diplomatı Doç. Dr. Byron Matarangas, Yunanistan’ın ekonomik durumunu değerlendirdi. Matarangas, Yunanistan’ın ekonomik buhran nedeniyle İMF ve AB ile yaptığı anlaşmalar sonucunda bağımsızlığını da kaybettiğini belirterek şunları söyledi: “Bayan Merkel’in birden fazla resmi açıklamaları oldu. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Bay Draghi’nin de bununla aynı anlamda açıklamaları oldu. Bayan Merkel ve Bay Draghi bu durumda bulunan ülkelerin bağımsızlığından söz edilemez, dediler. Yunanistan artık fiilen iflas etmiştir. Artık egemen bir devlet de değildir. Egemenliğini de kaybetmiştir.” YUNANİSTAN’DA YOLSUZLUK ARTIK İNANILMAZ BOYUTTADIR “Yunanistan resmen değil ancak fiilen iflas etmiştir” diyen Matarangas, sözlerini şöyle sürdürdü: “Euro alanı ve Avrupa para fonları desteği sayesinde resmen iflas etmemiştir” diyen Matarangas, Yunanistan’da 1950’lerden bu yana üretim ve yatırım konusunda sıkıntı yaşandığını belirterek, “Yunanistan’ın aşırı borçlanması büyük bir sebeptir. Bu durumun en büyük günahıdır. Gereksiz harcamalar oldu, boşu boşuna paralar harcandı ve yıllardan beri olan yolsuzluk artık inanılmaz boyuttadır. Aşırı borçlanma ne zaman oldu bunun altını çizmekte fayda vardır. 1980-1993 yılları arasında devlet borcu gayri safi milli hasılanın %28,6’dan %111,6’ya tırmandı. Tam bir felaket.” YUNANİSTAN’DA DOĞMAMIŞ İKİ NESİL BORÇLU Yunanistan’ın aşırı borçlanma durumunu olumsuz olarak değerlendiren Matarangas, resmi rakamlar vererek bu durumdan 1950’den sonraki tüm hükümetleri suçladı ve üretim yapılmamasına vurgu yaptı. Yunanistan’da henüz doğmamış iki neslin borçlu olduğunu belirten Matarangas, “ Yunanistan’da ekonomik durum kötüdür. Son altı yıldır, para dağılımı ve para politikası çok serttir. Bu durum Yunan halkına diz çöktürmüştür. İşsizlik oranı %26’lara kadar tırmandı. Bu oran Avrupa’ya veya diğer ülkelere göç eden insanlardan hariç, Yunanistan’da bulunanları içeren resmi bilgilerdir. Gerçeği daha fazladır. Gençler gurbete çıkıyor, evlenmiyor, evlense dahi çocuk yapamıyor” dedi. EMEKLİLİK SİSTEMİ BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA İşçi maaşlarının ödenmediğini, aile içerisinde var olan emeklilerin desteğiyle birçok ailenin ayakta kalabildiğini söyleyen Matarangas, emeklilik sistemininde tehlike altında olduğunu şu sözlerini şöyle tamamladı: “Atina ve Selanik’te kapanan mağaza sayıları günden güne artıyor. Atina’nın Nişantaşında mağazaların %35’i kapanmış durumdadır. Bu gösteriyor ki mağazaların neredeyse yarısı kapanmış durumdadır. Tarihi bilgilere göre işgal döneminde bile o bölgede böyle bir şey olmamıştır. Açık kalabilmiş mağazalarda da durum pek parlak değildir. Orada çalışanların 3 ay, 6 ay veya 1 sene, 2 sene gibi zamanlar içerisinde maaşları ödenmemiştir. Bu durum emeklilik sistemini büyük bir tehlikeye sokuyor.Çünkü emeklilerin maaşları ödenebilmesi için çalışanların olması gerekmektedir. Kamu veya özel sektörde sürekli işçi çıkarımı yapılıyor. Kamu işçilerinin çıkarılması Yunanistan’ın para destekleçileri tarafından isteniyor, bu da özel sektöre yansıyor ve para dolaşmıyor. Bu üzüntü verici bir durumdur. Yunan ekonomisi felç oldu, toplumu da felç olmaya başlamıştır.” ------------------------------------- Doç. Dr. Byron Matarangas geçtiğimiz Mayıs ayında AvrasyaBir Vakfı ve ASAM’ın ortaklaşa düzenledikleri “Asimetrik savaşla devletlerin içeriden işgali” konulu konferansa konuşmacı olarak katılmış ve Ak Parti ve hükümete karşı son olaylar ile ilgili olarakta: ‘’ AK Parti iktidarı şimdi Cemaat desteğinden mahrum bırakıldı. Yetmedi, hatta Cemaat, AK Parti’nin aleyhine döndürüldü. Cemaatin tavrını konuşmaktan ziyade, niçin AK Parti iktidarının Cemaat desteğinden mahrum bırakılmasının kararlaştırıldığına değinmek gerekir. Kim AK Parti’nin siyasetinden rahatsız oldu? Kimin çıkarları AK Parti siyasetinden zarar görüyor? Buna bakmak gerekir. Şimdi bunu söylemekten çekinmeyeceğim. Şuan da Suriye’nin, İsrail’in ve NATO’nun, AK Parti siyasetinden rahatsız olduğunu söyleyebilirim.’’ diyerek yorumları ile dikkatleri çekmişti. |
1936 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |