Av.Hüseyin BASKIN
ATATÜRK KÖŞESİ (2)
02/02/2016 ATATÜRK KÖŞESİ (2) 15.01.2016 Toplumların "büyük insan"lara,"kurtarıcı"lara, köklü dönüşümcülere yol açan "önder"lere borçlu olduğu saygı ve sevginin dile getirilişinin çeşitli yolları vardır. Uygar toplumlar bu konularda da duygusallığa çok yer vermeden ölçülü, beteviyelikten uzak,"kişi"den söz etme yerine eylem ve düşünceyi inceleyip değerlendiren yöntemin izleyicisi olmuşlardır.
Türk toplumunu "çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacını güden Atatürk , büyük bir içtenlikle "naciz" vücudunun toprak olacağını, fakat "Türk milleti"nin dünya durdukça yaşayacağını söylemiştir. Onun temel görüşleri bireysel açıdan tek bir ilkeye indirgenecek olursa bunun "aklı egemen ve özgür kılmak" olduğu kuşkusuz ileri sürülebilir. Alışılageleni sürdürmek ve bu konuda bir tartışma açmayı sakıncalı bulmak, önce Atatürkçü düşüncenin özüne karşı gelmek olur.
Türk Milliyetçiliği ile ilgili 1923 Mart'ında ABD Elçisi Bristol ile yaptığı görüşmede Mustafa Kemal Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasını şöyle anlatmakta "Bizim milletimiz, milliyetinden tegafül edişinin (anlayamamasının) çok acı cezalarını gördü. Osmanlı İmparatorluğu dahilindeki milletler hep milli akidelere sarılarak milliyet mevküresinin (anlayışının) kuvvetiyle kendilerini kurtardılar. Biz ne olduğumuzu, onlardan ayrı ve onlara yabancı bir millet olduğumuzu sopa ile içlerinden kovulunca anladık. Kuvvetimizin zaafa uğradığı anda bizi tahkir,(hakaret, hor ve küçük görme) ve tezlil (sarsma) ettiler. Anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmaklığımızmış," Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, 1924 Anayasasının 2. maddesi ile vücut bulmuş ve 5 Şubat 1937 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile" Altı Ok" 1960'a kadar yürürlükte kalmıştır. Bir yandan topraklarımız gibi istilaya uğramış "Türk milletinin mazisi, medeni hüviyeti ve insanlık değerleri" ni yeniden ortaya koymak, bir yandan da "Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima Şark'tan Garbe (Batıya) yürüdük" sözlerinde ifadesini bulan çağdaş "medeniyet ailesi" içindeki yerimizi almak amaçlarına yönelmiştir. "Atatürk, kültürde milliyetçiliğin bir cephesini teşkil eden Harf Devrimi'nden sonra Türk Milletinin zaman içindeki medeni oluşunu ve gelişmesini anlatacak olan tarih alanına dikkatini çevirdi" Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı (ırki değil) "kültür milliyetçiliği" olarak nitelendirilebilir. "Atatürk'ten yola çıkarak Atatürk'ü tamamlamanın düşünce planında başlıca iki çıkış noktası vardır: 1. Atatürk'ü bütün eylem ve düşünceleriyle tanımak. 2. Evrensel bir niteliği de olan Atatürk'ün tarih sahnesine çıkışı ve Türk Devrimi üzerine yapılan yayınları ve yorumları izlemek" gerektiğini önemle vurgulamaktadır. (Kaynak: Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak- Prof. Dr.Cahit Orhan Tütengil) Atatürk'ten özlü sözler, Kuruluşunun 10.yılı söylevinde Ankara'da: "Az zamanda çok büyük işler yaptık, bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız "
Av.Hüseyin BASKIN |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ATATÜRK KÖŞESİ – 5 - 01/03/2016 |
ATATÜRK KÖŞESİ – 5 |
ATATÜRK’ten “ULUS” kavramı ile ilgili özlü sözler: - 01/03/2016 |
ATATÜRK’ten “ULUS” kavramı ile ilgili özlü sözler: |
ATATÜRK KÖŞESİ - 02/02/2016 |
ATATÜRK KÖŞESİ |
ATATÜRK KÖŞESİ (3) - 02/02/2016 |
ATATÜRK KÖŞESİ (3) |