Ömer ÖZKAYA
İnsan ve Hız
19/10/2015 İnsan ve Hız Ekim 19, 2015 Arnold Toynbee, "20. Yüzyıl'ın en önemli özelliklerinden birisi, mesafenin yok edilişidir" der. Sesin nakli ve motorun icadı, mesafenin yok edilişinde bir dönüm noktasıdır. Bu icatlara kadar, karada sürat rekoru atlarda, uçağın icadına kadar da, havada sürat rekoru kuşlarda idi. 1905'te, İstanbul ve İzmir'deki Alman ve Fransız diplomatların otomobil getirtmek istemesine, bir şartla müsaade edilmişti: "Bu araçlar şehir ve kasaba dışında kullanılacak." Çünkü kağnı ve at arabasına alışmış, daha önce böyle bir şey görmemiş olan halk, önlerine hızla çıkan otomobilleri görünce büyük bir korku ve şaşkınlık yaşıyor, bu da kazalara sebep oluyordu. Hayat; yer ve zaman olmak üzere iki buudda gerçekleşir. İnsan, zaman ve mekanla vardır. Mesafenin katedilmesinde ve haberleşmedeki yüksek hız sebebiyle insan, zaman ve mekanla olan irtibatını kaybetti. İnsan süratlendi ama işlerini bitiremez oldu. Yüksek hız, zamandan bereketi aldı. Telefonlar, fakslar, e-postalar ve kısa mesajların yüksek hızına rağmen insan, asla hedefine ulaşamıyor. Oysa 200 yıl öncesinin insanları, "1 beygir gücü"yle, imparatorluklar kuruyorlardı. İnsanın doğasında düşünmek, tefekkür etmek vardır. Yüksek hız, insanda tefekküre mani olmakta, algısını bozmaktadır. Mevlana, "Allah'ın, âlemi ‘Ol' demekle yaratmaya gücü yetmez miydi? Peki bu yaratma, niçin altı gün sürdü" diye sorar. Ebû Hâtim de "Teennî ile hareket eden hedefine erken varır, acele eden ise her zaman geç kalır" der. Hristiyan aleminin önderi Papa Pius da, 24 Aralık 1953 günü, Noel münasebetiyle dünyaya hitaben verdiği mesajında, "Modern teknolojik terakki sebebiyle insanlar, ilahi nuru artık göremez oldular" der. Koşmayalım, yürüyelim! Yürüme sırasında vücudun ve kafanın maruz kaldığı hafif sarsıntılar, dimağı harekete geçirir, kafada yerleşmiş fikir gruplarını birbirinden çözer, yeniden birleşmelerine ve bu suretle yeni fikirlerin doğmasına sebep olur. İnsan, yürüyüş esnasında eşyayı olduğu gibi ve bütün olarak görür, etrafını saran dünyaya samimi bir nazar atfeder. Ağaçla ormanı, fertle kütleyi birbirinden ayırt eder ve hatta kendisini de olduğu gibi görme fırsatı bulur. Kendisi hakkında ne fazla hayale ve gurura kapılır, ne de ümitsizliğe düşer. Uçak, tren ya da otomobille yapılan gezintiler ise, insanda benimseme duygusu uyandırmaz. Çünkü mesafe ve zaman mefhumu ya kaybedilmiş yahut kaybedilmese bile yanıltıcı bir hal almıştır. İnsanın davranışları ve hadiseler karşısındaki tepkileri, ancak "normal" hayatın seyrine paralel bir sürate maliktir. Bu sebeple insanın -bedeni olmayan- intikal sürati, birçok teknik vasıta ve aletlere kazandırılmış hızla yarışamamakta, geri kalmaktadır.Derin bir anlayış, bilginin genişliğine bağlıdır. Dünyasını iyi tanıyanın, kâinat hakkında daha fazla malumatı vardır. Birbirinin aynısı olan ova ve tepeler mevcut değildir. Bir kimse etrafını saran manzaraları fark etmezse, kendisini ve dünyada olup bitenleri anlamasına imkan yoktur. Yüksek hız sebebiyle nabzın artması, canlıya doğru muhakeme yeteneğini kaybettirip, hata yaptırır. Bunu bilen çakallar, omuz omuza verip savunmaya geçen avlarını, koşmaya zorlarlar. Afganistan, Irak ve Libya'nın işgalinden sonra sıra Suriye'de. Asıl hedef ise Türkiye, İran ve sonra Rusya. Bölgemiz, hata yaptırıp avlamak üzere, kapasitesinin üzerinde bir koşuya zorlanıyor. İçten ve dıştan yoğun saldırılar altındaki Ankara'nın acil ihtiyacı teennidir, sakinliktir. İnsanın fıtratında hız yoktur. İnsanın fıtratı, etrafında olanları ve olup bitenleri anlamaya ayarlıdır Ömer Özkaya / Güneş Gazetesi |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Oyunu anlayamamak - 08/03/2016 |
Oyunu anlayamamak |
Dünyanın bir ahlak hareketine ihtiyacı var - 01/03/2016 |
Dünyanın bir ahlak hareketine ihtiyacı var |
12 Mart Muhtırası - 07/02/2016 |
12 Mart Muhtırası |
Parçalanmışlık - 02/02/2016 |
Parçalanmışlık |
ABD’ye Devredilişimiz - 26/01/2016 |
ABD’ye Devredilişimiz |
Yönlendirme - 21/01/2016 |
Yönlendirme |
Tilki Uygarlığı - 17/01/2016 |
Tilki Uygarlığı |
Öngörmek - 13/01/2016 |
Öngörmek |
Olaylarla Esir Alınmak - 22/12/2015 |
Olaylarla Esir Alınmak |
Devamı |