Ömer ÖZKAYA
Araplar ve Türkler
20/08/2015 Araplar ve Türkler Temmuz 9, 2015 Araplar, Peygamberimize çok eziyet çektirmiştir. Bundan dolayı da Allah tarafından uyarılmışlardır. Kur'an'da bu hususta bir kaç ayet vardır. Bu uyarı ayetleri, Maide, Fetih, Tevbe ve Muhammed Suresi'ndedir. Tevbe Suresi'nin Araplara hitap eden 39. ayeti şöyle tercüme edilir: "Eğer siz emrolunduğunuz gibi gazaya çıkmazsanız, Allah sizi acı bir azaba uğratır ve sizin yerinize sizden olmayan başka bir kavmi ikame edecektir." Ayette bahsi geçen ve Arapların yerine İslam aleminin başına geçeceği müjdelenen ve bilhassa Arap ırkından olmadığı "el kavmen gayra-kum/sizden olmayan başka bir millet" ifadesiyle açıklanan bu millet, hangi millettir? İsmi açıklanmayan bu millet, Maide Suresi'nin 54. ayetinde yine Araplar'a hitaben şöyle methedilir: "Ey iman edenler, sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allâh, onun yerine öyle bir topluluk getirecektir ki, Allah, onları sever, onlar da Allah'ı severler." Bu ayette Allah'ın "yuhıbbu-hum/Allah da onları sever" diye medhettiği millet, hangi millettir? Tarihten aldığı delillere istinaden bu meseleyi ilmi şekilde izah eden ulemadan Vani Mehmed Efendi'ye ve pek şok müfessire göre bu millet, Türk milletidir. İslamiyet'in başına Araplardan sonra Türkler'in geçmiş olduğu bir tarihi hakikatken ve Konstantiniyye (İstanbul) bu millet tarafından fethedildiği halde, milli taassup içindeki bazı Arap müfessirler "Türk" ismini ağızlarına almamakta ısrar etmişlerdir. Araplar arasındaki Türk düşmanlığının bir sebebi de budur. Ayrışma İngiltere, 20. Yüzyıl'ın başlarında, Birleşik Arap Devleti vaadiyle Osmanlı'ya karşı isyan etmeleri için Arapları kışkırttı. Araplar ve Türklerin arasında, Sünni olmaları nedeniyle, mezhep ayrımcılığı yaparak sorun yaratılamayacağı biliniyordu, milliyetçilik kozu kullanıldı. CIA'den önceki Amerikan istihbarat örgütü OSS'in 27 Kasım 1947 tarihli bir raporuna göre "Arap milliyetçiliği, Arap dünyasındaki en güçlü siyasi unsurdur. Osmanlı yönetimi altında gizli yeraltı örgütlenmelerinde ortaya çıkmış, Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Arap isyanında açık bir şekilde kendini göstermiş ve Arap dünyasında bağımsızlık hareketinin en temel etmeni halini almıştır." Bugün Güney'e, Arabistan'a bu kadar müdahil olmamızın muhtemel psikolojik sebebi; geçmişte dünyanın önemli bir kısmını etkisi altına almış bir imparatorluğun son küllerini de elden çıkarmayı gururumuza yediremeyişimizdir. Osmanlı'yı "Güney" zannetmek; Kızlelma'yı unutturmak ve tarihi yürüyüşümüzün istikametini değiştirmek isteyenlerin tuzağına düşmektir. Osmanlı, su yolları ve kutsal toprakların güvenliği hariç, Güney'le pek ilgilenmemiştir. Edirne (1361), İstanbul'dan 92 yıl, Rize'den 109 yıl evvel fethedilmiştir. Yani Osmanlı bir Balkan devletidir. İstiklal Harbi yıllarında, Suriye'de oturan eski bir Osmanlı generali Ali Rıza Rükkab'ın, bizi hatırlamamak adına "Hilal'i görmemek için gökyüzüne bakmıyorum" dediğini unutmadık. Biz, Güneş'in peşinde Batı'ya doğru akmaya devam etmeliyiz. Ömer Özkaya / Güneş Gazetesi |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Oyunu anlayamamak - 08/03/2016 |
Oyunu anlayamamak |
Dünyanın bir ahlak hareketine ihtiyacı var - 01/03/2016 |
Dünyanın bir ahlak hareketine ihtiyacı var |
12 Mart Muhtırası - 07/02/2016 |
12 Mart Muhtırası |
Parçalanmışlık - 02/02/2016 |
Parçalanmışlık |
ABD’ye Devredilişimiz - 26/01/2016 |
ABD’ye Devredilişimiz |
Yönlendirme - 21/01/2016 |
Yönlendirme |
Tilki Uygarlığı - 17/01/2016 |
Tilki Uygarlığı |
Öngörmek - 13/01/2016 |
Öngörmek |
Olaylarla Esir Alınmak - 22/12/2015 |
Olaylarla Esir Alınmak |
Devamı |