Ömer ÖZKAYA
Gıda Güvenliği
20/08/2015 Gıda Güvenliği Haziran 11, 2015 Dünya üzerinde egemen olmak isteyen bir güç, başta enerji olmak üzere, hammaddeleri ve özellikle tarım ürünlerini kontrol etmek zorundadır. AB'de otlaktaki her bir inek, vergi mükelleflerine günde 2.5 euroya mal oluyor. AB nüfusu içinde geçimini tarımdan sağlayanların oranı yüzde 3'ü bulmazken, AB bütçesinin tam yarısı, tarım sübvansiyonlarına gidiyor. Yoksul ülkelerdeki çiftçiler, AB'nin bu cömert teşviklerinden yararlanan Avrupalı çiftçilerle rekabet edebilecek durumda değil. Bunun sonucunda sanayi ülkelerinden yapılan ihracat, yerli tarımı öldürüyor, bu da yoksul bölgelerde açlığa ve dünya çapında istihdam kaybına yol açıyor. Hâlihazırda Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, gıda ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını yurtdışından karşılıyor. Şüphesiz tarım ürünlerini ithal etmek de mümkündür, ama bunun güvenliği ve ekonomik kriz dönemlerinde sağlanabilirliği, sorun teşkil eder. Gıda güvenliği, temelde ekilebilir arazilerin korunmasına dayanır. Avrupa Parlamentosu Tarım Komitesi Başkanı Paolo di Castro'ya göre "Yiyecek piyasasında 50 yıl süren bolluk ve istikrar sona erdi, kıtlık devri başladı. Gıda güvenliği yeni binyılın esas sorunu olacak." Diğer yandan mevcut beslenme modeli ve tüketim kültürüyle, küresel açlığın üstesinden gelmek neredeyse imkansızdır. Gıda güvenliği, toplumsal istikrarın korunması için önemli bir unsurdur. Terör ve kargaşa, en müreffeh bir devlete dahi, en fazla üç öğün yemek uzaklığındadır. Tunus ve Mısır'daki halk öfkesinin yakıtı, gıda krizi olmuştur. 15-16 milyonluk İstanbul'da ekmek fabrikalarının neredeyse tamamı, elektrikle çalışmaktadır, şehirde 1-2 gün sürecek bir elektrik kesintisi, kaos ve yağmayla sonuçlanabilir. Bazı şeylerin yokluğunun yapacağı tahribat, o şeyin maddi değerinin binlerce kat üzerinde olabilir. Ekmek, sadece 1 Lira'dır ama onun yokluğunun yaratacağı tahribat, 1 Lira'lık olmaz. Bazı işletmelerin daha fazla kar için, hukuku ve ahlakı göz ardı ederek sahte, kalitesiz ve zararlı gıda ürünleri üretme ve pazarlamada bulunması kaçınılmazdır. Bir devletin en temel varlığı, hazinesindeki para ya da madenleri değil, beşeri potansiyelidir. Bu sebeple bir ülkede dolaşan enformasyon kadar, o ülke halkının ne yediği de aslında bir milli güvenlik meselesidir. Dolayısıyla toplumun ne yediği, pazarın insafına terkedilemez, çünkü pazarın da bir aklı vardır. Kur'an-ı Kerim, Abese Suresi - 24: "İnsan ne yediğine bir baksın..." Genetiği değiştirilmiş gıda; gıda tedarikimizi dünya çapında denetimleri altına almak, gıdayı tamamen genetik mühendisliği ürünü haline getirmek ve bunu, dostlarını ödüllendirip, düşmanlarını cezalandırmak üzere bir silah olarak kullanmak için yapılan şeytansı bir plandır. Dünya ekonomisinin lideri ülkelerin gözü şimdi yoksul ülkelerin tarım arazilerinde. Geçmişte sanayi ve petrol alanında büyük yatırımlar yapan bu ülkeler/şirketler, şimdi yatırımlarının yönünü verimli tarım arazilerine çevirdi. Gıdanın bir spekülasyon ve savaş aracı haline geliyor olması, mücadelenin giderek daha da acımasızlaşacağını göstermekte. Ambarda tahıl yoksa, hangardaki uçak hiç bir şey ifade etmez. Ömer Özkaya / Güneş Gazetesi |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Oyunu anlayamamak - 08/03/2016 |
Oyunu anlayamamak |
Dünyanın bir ahlak hareketine ihtiyacı var - 01/03/2016 |
Dünyanın bir ahlak hareketine ihtiyacı var |
12 Mart Muhtırası - 07/02/2016 |
12 Mart Muhtırası |
Parçalanmışlık - 02/02/2016 |
Parçalanmışlık |
ABD’ye Devredilişimiz - 26/01/2016 |
ABD’ye Devredilişimiz |
Yönlendirme - 21/01/2016 |
Yönlendirme |
Tilki Uygarlığı - 17/01/2016 |
Tilki Uygarlığı |
Öngörmek - 13/01/2016 |
Öngörmek |
Olaylarla Esir Alınmak - 22/12/2015 |
Olaylarla Esir Alınmak |
Devamı |