Siyasete adım attığımda, ticaret yapmama kararımı bu modelle en az hasarla atlattım. Ticaretle doğru sonuçları olan bir model ve kavramdır, doğrudur.

 

Ancak siyasette ve diplomaside aynı sonucu vermeyeceği ve siyasetçileri büyüme hayaliyle avlayıp, dışarı çekip ütmek ve küçültmek, parçalamak olarak tanımlayabileceğimiz bu tehlikeli oyuna gelmememiz lazım.

 

 

Hani farenin kovuğunun önündeki peynire bakıp peynir çok güzel harika, mesafe de çok kısa " illaki bir bityeniği var " tekerlemesi, günümüzde üzerinde çok çalışılması gereken bir tezdir.

 

Güneyimiz hem Irak ve hem Suriye toprak bütünlüklerini savunamamaktadırlar. Bunlar bizim eski tebamızdır, hısım ve akrabalarımızdır. Müslümandırlar ve Türktürler, sonuçta İnsandırlar. Menzili 40 kilometre olan Fırtına obüslerini sınıra dizip ateş hattı altında bir güvenlikli alan yapamadık mı? 

 

Sınır emniyetimiz için kendimiz bir milli çekiç güç oluşturamadık mı? Angajman kuralları dediğiniz NATO'ya sizlerin angaje olduğunuz kurallar mıdır? 

 

Bakın beyler 1989 Bulgaristan göçünde de yanlış yaptık, dernekçiliği meslek ve meşrep edinmiş ikircikli yaşayan kahpe ruhsuzlardan sebep merhametimizden maraz doğdu, Kapıların sonuna kadar açık olmasına sebep olanlar Jivkovdan başarılı Bulgar iş adamı olarak ödüller, Mavi Franklar aldı ve demokrasiye geçen Bulgaristanda siyaset; göç sonrası geri gidilmemesi sebebiyle Bulgarlara kaldı. Sözde Türklere kaldı.

 

İki şık var; Toprak sahibini arar tezine göre eski asil sahibine iade edin; bölgeye tarihinde olduğu gibi huzur gelsin, Bu şık zaten bir büyüme değil Toprağın tarihte ki sahibine rücusudur ya da statüko devam etsin iki devletinde toprak bütünlüğünü korunsun. Tarihe not düşelim; Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü Benim toprak bütünlüğüm gibidir, önemlidir. Oralara kayıtsız kalamayız, kalmamalıyız. Sonrasını düşünmeliyiz sıra kime gelecek ayılmalıyız. 

 

İranın da görüşü aynı, Almanyanın da; Tabi fikrin yarısında.