DİZAYN

Dışardan bakıldığında birbirlerine karşı savaşıyormuş gibi görünen IŞİD, PYD ve ESAD rejimi esasta bölge haritalarının değişimine hizmet ediyorlar. Kuzey Irak'ta oluşturulan fiili Kürt yönetimini Akdeniz'e ulaştıracak koridorun açılması için son günlerde güneyimizde büyük oyun oynanıyor. Böylelikle mutasavver Kürt devletini denize ulaştırarak komşularının insafına mecbur bırakmadan nefes almasını kolaylaştıracaklar. ABD Hava Kuvvetlerinin ağır bombardımanı ve Amerikan Özel Kuvvetlerinin öncülüğünde PYD tarafından Suriye'nin kuzeyinde sınırımıza paralel olarak açılmaya çalışılan koridorla Kürtlerin Akdenize çıkışını sağlayacak bir hat oluşturulmaktadır. Kuzey Suriye'de kurulan Kürt kantonların da birleşmesiyle Suriye'nin kuzeyinde bir otonom yapı kuracağı düşüncesini besleyen bir çok emare vardır. Böylelikle bölge haritası yeniden dizayn edilirken, Türkiye'nin güneyden kuşatılması da tamamlanmış olacaktır.

Tel Abyad'ın yüzde 80'ı Araplardan ve Türkmenlerden oluşmasına rağmen, Akdeniz'e kıyısı olan bir Kürt devleti kurmak amacıyla, koalisyon güçlerinin bombaladığı yerlere Kürt Birlikleri yerleştirilmektedir.

Türkmenlerin yaşadığı Bayır Bucak bölgesi, Irak'ın Kuzeyinden başlayıp batıya doğru uzanan hattın son halkasıdır. Amaçları Bayır Bucak'ı alıp Akdeniz'e inmektir. Gerçekleştirebildikleri takdirde;

• Kuzey Irak'ın ve Suriye petrolünü Bayır Bucak üzerinden Akdeniz'e ulaştırabilecekler,

• Kuzey Irak'ın ve Kürtlerin Türkiye'ye olan bağımlılığını azaltacak, siyasi ve ekonomik faaliyetlerinde dünya ile serbestçe irtibat kurabilecekler.

ABD kanalı CNN, geçen yıl Türkiye'nin bir bölgesini Kürdistan olarak gösteren harita yayınlamış, Türkler'in şikayet mektuplarına "hata yapmadık" cevabı vermişti. Aynı tarihlerde İngiliz Times gazetesi de Suriyeli Kürt liderlerin özerk devlet için anlaşma sağladığını yazarak, bugünkü tabloyu gösteren haritayı yayınlamışlardı. IKYB lideri Mesut Barzani'nin "iki yıl içinde bağımsız Kürt devleti ilan edeceğiz" şeklindeki açıklaması tüm açıklığıyla ortada.

Her ne kadar ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Suriye'deki hava saldırılarına ilişkin, bölge demografisini kalıcı olarak değiştirme çabalarının karşısında olduklarını bildirdiyse de, inandırıcı olmaktan uzaktır. Hafızalarımızda yer eden, zamanın ABD Dışişleri Bakanı Condoliza Rice'ın 07.08.2003'te Washington Post gazetesinde yayınlanan "Transforming The Middle East - Ortadoğu'yu Dönüştürmek" yazısında, Fas'tan Basra körfezine kadar Ortadoğu'da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye'nin de bunların içinde olduğunu vurgusunu unutmadık.

Amerika, İsrail ve stratejik piyonları PKK'nın, Türkiye'nin bütünlüğüne karşı yürüttüğü stratejinin bir parçası olarak değerlendirdiğimiz gelişmelerin ilerde daha büyük sıkıntılara yol açacağını söyleyebiliriz.

Bu amaçla kullanılan "IŞİD", bir terör örgütü olarak niteleniyor... Peki bu örgüt bunca silahı, mühimmatı ve aracı nereden buluyor, bu kadar insanın iaşe ve ikmalini nasıl, hangi parayla ve nereden yapıyor? Cevap verilmesi gereken sorular bunlar.

İşin gerçeği şu; hiç bir terör örgütü dış destek olmadan yaşayamaz. O zaman bu dış desteğin kimler tarafından sağlandığına bakmak lazım!!! Bazı çevreler Türkiye'yi bu konuda suçlarken, bölgenin oyun kurucusu olan ABD'yi ve her taşın altından çıkan İsrail'i görmek istemiyor. Akıllı bir manevrayla IŞİD'i piyasaya süren güçler, sözde IŞİD'i bombalamak adına bir yandan Türkmen bölgelerini hallaç pamuğu gibi atarken, öte yandan PYD militanlarıyla karadan etnik temizliği gerçekleştirmekte ve demografik yapıyı tamamen değiştirmektedir. 100 yıl önce Balkanları da böyle dizayn etmişler, 550 yıllık vatanımızı katliamlarla, zorunlu göçle etnik arındırmayla ve soykırımla elimizen almışlardı.

Sanki sadece Kürtler yaşıyormuş kanaatini oluşturan küresel zihniyet, bölgede çoğunlukla yaşayan Türkmenleri yok saymaktadır. Suriye'nin her yanına yayılmış olarak yaşayan 3.5 milyon Türkmen kardeşimiz bir yandan IŞİD, bir yandan Esad rejimi derken şimdi de PYD'nin baskı ve katliamlarıyla karşı karşıya.

Selçuklular ve Osmanlı zamanından beri hac ve ticaret yollarının korumaları amacıyla bölgeye yerleştirilen Türkmenler, Suriye'nin elimizden çıkmasından sonra sürekli eziyet gördüler. Şimdi de PYD'li Kürtler tarafından Türkmenler yerlerinden yurtlarından edilmektedir. Asıl hedefin Türkiye-Suriye sınırında Büyük Ortadoğu Projesi'nde de (BOP) iddia edilen "Kuzey kuşağı" oluşturulmak istendiği vurgusu yapıldı. Bu Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelere Türkiye'nin müdahale etmesini engellemeye dönük girişimler ve dış tepkilerle operasyon kabiliyetimizi azaltmaya çalışan çevreler, gözümüzün içine baka baka zorunlu göç, etnik temizlik, soykırım gibi gayri ahlaki yöntemlerle her türlü insan hakları ihlalini yapmaktadır.

Küresel güçler ve yerli işbirlikçileri Türkiye'ye bu yangını sıçratmak amacındadırlar. Suriye ve Irak'ın yüzlerce kasabasında çatışmalar ve katliamlar sürerken sesini çıkarmayanlar, Ayn-el Arap(Kobani)'in IŞİD'in eline geçmesini protesto amacıyla (ki oradan kaçan Kürtlere kapımızı açıp korumuştuk) 6-7-8 Ekim 2014 tarihlerinde Türkiye'nin pek çok yerinde olaylar çıkarmışlardı.

Bu durumda Suriye'de haritalar yeniden çizilecekse, Bayırbucak bölgesi Türkiye'ye bağlanmalıdır. Böylelikle bir yandan Türkmen kardeşlerimizin hayatları kurtarılırken öte yandan Türkiye'nin bütünlüğünü hedef alan küresel tezgah ta bozulmuş olacaktır.

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

(26.06.2015)