Erhan İMAMOĞLU
imamogluerhan@yahoo.com
“Sen Batı Trakya’yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır!
25/05/2015 "Sen Batı Trakya'yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır! Doğal olarak Batı Trakyada düşünen biri olarak, bugün Batı Trakya Türk toplumu içinde kişisel çıkarcılığa veya ayrışmaya daha fazla sessiz kalamayacağım. Uzunca bir süredir, azınlık toplumu içindeki bu yarılmanın giderek ayrışmaya dönüşmemesi adına, ‘ne oluyor veya nereye gidiyoruz' başlığı altında, geleceği ‘nasıl kurarız/kurtarırız' sorularına yanıtların aranacağı ‘sosyal ve ekonomik' bir girişimde bulunulmasını bekledim. Ancak geldiğimiz noktada, azınlık önde gelenleri ve siyasi aktörlerince böyle bir girişimin yaşama geçirilemediğini görüyorum. Belki de bu beklentimde, azınlık içindeki bu olumsuz sürecin yaratıcılarının ‘olumsuzluklardan beslenme' şeklindeki karakteristik siyasi hastalıklardan muzdarip olduklarını dikkate almadım ve ya bir an unuttum! Yıllardır azınlık kısır döngüsü içinde yaşayan azınlık fertlerinin refaha nasıl ulaşacaklarını bilemem ama, tamamen kişisel olarak, bir gazetececi kimliğimle, karınca kararınca objektif tespitler yapmaya, sorunları ve çözümleri seslendirmeye çalışacağım. Batı Trakya Türk toplumu içindeki ileri gelenlerin ve siyasilerin arasındaki iç çekişmelerin ve kişisel çıkarların varlığı bilinen bir tablo. Sözde azınlık toplumunun çıkarları adına yaptıklarını ileri sürdükleri, kıyasıya ve tasfiye amaçlı bu mücadelenin yöntemlerini, bizim bildiğimiz demokratik kurallarla açıklamak bazen mümkün de olmuyor. Her ne kadar bu çekişme, didişme Batı Trakya dışında yaşayanlara farklı görüntülerle yansımakta ise de, Batı Trakya Türkleri cemiyetlerde ve yemeklerde birlik ve beraberlik fotoğrafları paylaşan azınlık ileri gelenleri, siyasileri ve idarecilerinin aslında sadece koltuk kapma yarışı içinde olduklarını çok iyi biliyor, kısmen de olsa ‘farklı görüş' elbisesi ile kamufle edildiğini gözleri ile tanık oluyor. Batı Trakyadaki bu çıkar odaklı çatışmaların, azınlık insanı ve onun haklı davasına yansımasının ise fikri temellerden yoksun, sadece kişiler üzerinden şekillenerek ulaştığını düşünüyorum. Kanımca bugün itibarıyla, Batı Trakya özelinde genel görünüm şu: Batı Trakyada, toplumunn haklı davasına hizmet etmekten ve toplumun sosyal ekonomik sorınlarına çözüm aramaktan ziyade, birilerine"yalakalık" yapmak revaçta. Bu kişisel çıkarcılık ve yalakalık duygusu o kadar fanatik boyutta ki, azınlığın birlik ve beraberliğini de baltalıyor. Αzınlık önde gelenleri, siyasileri, yerel idarecileri ve kurum başkanları Batı Trakya Türkünün desteğiyle ile omuzlarında yükselebilecek yaşayan kişiler olması gerekirken, kişisel çıkarlarla, yalakalıkla kendilerine azınlık sırtından makam ve çıkar elde edenler olurken adeta kendilerinide dokunulmazlık zırhı içinde muhafaza edebilmek için sözde azınlıkçı oluyorlar. Batı Trakya adeta, yıllardır birkaç kişi arasında geçen kısır/kişisel çıkar ve yalakalıkkların sergilendiği bir alan gibi. Bu alanda çıkar ve toplum içinde hakimiyet kazanabilmek adına uygulanan ‘kirli‘ yöntemler, artık gizlenmeye bile gerek duyulmuyor. Batı Trakya arenasında bir dönem kazanan, bir daha kaybetmemek için gücünü perçinlemek, kaybeden ise sonrakinde kazanabilmek adına ‘etik çıta'yı gittikçe düşürüyor. Toplum içinde siyaseten söz ve karar sahibi olduğu düşünülen kişilere ve uyguladıkları yöntemlere bakıldığında, ister istemez siyasetin ancak parti başkalarının çıkarları doğrultusunda yapıldığı inancı hakim. Bu hastalıklı tablonun en kötü sonucu, toplum indinde asla yeniden kazanılamayacak bir güven kaybını doğurması. Dostlar arasında bu görüntüye ilişkin her itirazımda aynı nakarat ile yanıtlandığımı söyleyebilirim: "Sen Batı Trakya'yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır! Herkes kendi çıkarı için koşuyor! Yani herkes hayatından memnun!!!" Neyimiz doğruda yanlışı arıyoruz!!! Batı Trakya Türkleri son seçimlerde büyük umutlarla SYRİZA Partisine oy verdiler. Daha seçimleri unutmadık bu yeni hükümet azınlığa karşı dişlerini gçstermekte geçikmedi. Batı Trakya Türklerinin yaşadığı bu bölge hükümet ortağı olan ANEL Partisinin kurmaylarına teslim edildi. Ne azınlıktan bir ses ne de SYRİZA Partisinden en fazla oyları alarak seçilen sözde azınlık milletvekillerinden.Hem de sayıları 3 tane olmasına rağmen. Herhalde geçtiğimiz hafta sonunda Gümülcine de yapılan FUEN Toplantısında FUEN Başkanı bu yüzden olsa gerek "Bunlar azınlık milletvekili değiller" dedi. Azınlık yıllardır böyle tamamen çıplak ve sahipsiz bir durumda. Ekonomik krizden dolayı toplum içinde bazı insanlarımız acınacak durumdayken bazıları cemiyetlerde dananının kuyruğunu veya keçinin boynuzunu yakalayarak çektirdiği fotoğrafları sosyal medyadan paylaşmayı din, birlik ve beraberlik tablosu olarak sunmaya çalışırken köyündeki aç ve işsiz insanları görmekten kaçınıyorlar! Batı Trakyadaki bu acı tabloya rağmen kan ağlayan azınlık esnafının içler acısı durumu ortadayken bazılarının işadamı etiketi altında biraraya gelerek fotoğraf çektirme sevdalarına herkes gülüyor. Köylüsü ve çiftçisi açken yardımına koşmayan verdikleri mücadelelerinde yer almayan bu sözde işadamlarının gösteriş meraklarına ancak gülünür. Batı Trakyadaki bu οlumsuz olan gidişatı herkesin yakından takip etmesine, tespit ve değerlendirmelerde bulunmasına kimse bir girişimde bulunmuyor. Bu yanlışlığa hak vermekle birlikte, pasif duruşu hoş görmek mümkün değil. Zira eski, ama eskimeyen bir sözdür: Eleştiri hakkı çalışmaktan geçer! Yanılıyorsam bağışlayınız; ben bugüne kadar, azınlık ve yerel sorunların çözümüne ilişkin projeler üreterek yetkililere veya topluma sunan tek bir azınlık ileri geleni veya milletvekili anımsamıyorum. Biz günceli yaşıyoruz; bugünün dünden belirlendiği, yarının da bugünlerden planlandığını düşünmüyoruz. Nitekim Batı Trakya Türk toplumu olarak, "Bu dünya bize babamızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan borç aldık" diye bir atasözümüz yok, ama "kervan yolda düzülür" diyen bir mantığımız var. Buna en iyi örnekde son günlerde yeni yetme bir mebus adayımız ne olur ne olmaz erken seçim olur mantığıyla yemekte topladığı gençlere nar ekmeyi teklif etti.Αllah'tan ki yemekte hazır bulunanlardan biri kalkıpda yeni mebus aday adayına "Bize Narı tarif et" demedi. Batı Trakya'da yaşanan atmosferin, azınlıkçı ruhundan, ciddi bir politik birikim ve örgütlülüğe dayanan çalışmadan ve uzun vadeli projelerden uzak olduğu açık. İster milletvekilliği istersede kurumların başlarına gelecekler için yapılan her seçimler öncesinde yükselen ‘ hizmet ve siyaset ateşi' seçimin akabinde sönmekte, sonrasında ise başarı veya başarısızlığın sebep ve sonuçları irdelenmemekte. Kişilere endeksli ve sadece yalakalık olarak bazı kişilere yönelen seçim süreçleri yaşanmakta. Bunu bir şekilde, siyasi bilinç ve sorumluluk eksikliğine, toplumsal hafızamızın gelişmemiş olmasına veya "Bana ne ne olursa olsun" mantığı ile hareket etmemize de bağlamak mümkün. Bugün itibarıyla artık kökleşmeye başlayan şey, aslında siyaseten tükenmenin işaretidir. Siyasetin, topluma başkaları tarafından lansedilen kişiler üzerinden şekillenişine ve yapılmasına razı olmaktır. Batı Trakyada yaşanan bu gibi olaylar bazılarının çıkarlarına adeta çanak tutmaktır. Dilerseniz başımızı iki elimizin arasına alıp bir süre düşünelim. Olan Batı Trakya Türk insanına, köylüsüne, çiftçisine ve gençlerine olmakta ve olacak.. Bu sonuca hizmet eder tavır gösteren veya sessiz kalarak onaylayan her kim olursa olsun, bir gün bunun hesabını azınlık toplumuna veremeyeceğini de unutmamalı.. Batı Trakyadaki bu kokuşmuş ve mücadeleden yoksun ruhtan kurtulmak için aydınlık yarınlara inanan varsa ileri gelenlerimiz, siyasetçilerimiz ve kurum başkanlarımız duyarlı ve ısrarcı olmalı, diye düşünüyorum. Kanaatimce, olumsuzluklardan kurtulabilmenin ve geleceği kurabilmenin ön koşulu, ‘Ben' yerine ‘Biz' denilerek, demokrasinin olmazsa olmazı olan, toplum içinde eleştiri/özeleştiri kurumlarının acilen işletilmesidir. Aynı gemide olanların hep birlikte başarıp kazanacağı veya hep birlikte kaybedeceği şiarıyla; Batı Trakya Türk toplumu adına yapılması gerekenlere dair söyleyecek sözü olanların ön yargısız davet edileceği, sorunların tespit edilerek çözüm yollarının aranacağı, kalıcı ve kendi içerisinde gelişen bir diyalog ortamının yaratılması ve kurumsallaştırılarak sürdürülmesi temelinde ilke kararlarının alınacağı bir ‘toplantı' düzenlenmesi.. İnanıyorum ki böyle bir çalışma içine girildiğinde insanlarımız her ne kadarda azınlığın başındakilere karşı olan güvenlerini kaybetmiş olsalar dahi güvenleri tekrar kazanılacak ve o zaman Batı Trakya da "Birlik ve beraberlik" ten gerçek anlamda bahsedilecek. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
- 30/08/2015 |
"GEÇMİŞİN MUHASEBESİNİ YAPARAK SANDIK BAŞINA GİDELİM" |
“Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer” - 14/08/2015 |
“Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer” |
’’O İYİ İNSANLAR O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.DEMİRİN TUNCUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK.’’ - 02/03/2015 |
’’O İYİ İNSANLAR O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.DEMİRİN TUNCUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK.’’ |
BİAT EDEN DEĞİL..KONUŞAN BİR TOPLUM OLMAK - 12/01/2015 |
Hani derler ya ağzı olan konuşuyor, bizim bazı meslektaşların durumu da buna benziyor. |
Gerçekleri kabullenmekten neden kaçıyoruz? - 14/12/2014 |
Bu hafta köşe yazıma içim biraz buruk olmakla birlikte birazda neşeli başlıyorum. |
HASRET GİDERDİK - 09/12/2014 |
Bu haftaki köşe yazıma garip ama gerçek bir olayla başlamak istiyorum. Aşağıdaki olay Türkiye'de yaşanmş gerçek bir hikaye. |
SAHADA OYUNCU YERİNE NASIL SEYİRCİ OLDUK! - 01/12/2014 |
Bu haftaki köşe yazıma Batı Trakya Türk toplumu içinde yetki ve sorumluluk sahibi olanların yanlış ve tutarsız tavırlarını dile getirmek için anlatılan eski bir hikaye ile başlamak istiyorum. |
İleriyi görebilmek - 24/11/2014 |
“Azınlık Eğitimi” için verilen mücadele zaman zaman topallar gibi olsa da, yoluna devam ediyor izlenimi var! |
Gidene bye bye, gelene hay hay - 21/11/2014 |
Geçtiğimiz hafta gündem yine doluydu! |