‘GÜVENSİZLİK'

Sevgili Gönül Bekçileri

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum

Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun  Yunanistan ziyaretini gerçekleştirdiği 5-6 Aralık tarihlerinde bende hasbelkader Batı Trakya ve Atina'da bulundum.

Bulunduğumuz tarihlerde misyonumuz gereği yapmamız gereken çalışmalarımızı ve görüşmelerimizi yaptık. Bir tek şey dışında her şey normaldi. Anormal olan tek bir şey,bir konu  vardı.Neydi anormal olan diyeceksiniz.. ‘GÜVENSİZLİK'. Evet sevgili gönül dostları ‘Güvensizlik'. Türkiye ve Yunanistan'ın bir birine güvenemediği,sayın Ahmet Mete Hocamızın haykırdığı gibi..'GÜVENSİZLİK'..

Hocam Anavatana,Türk siyasetçisine haykırmıyor.. Haykırdığı yer belli. Bu haykırıştan ders almayanlar, işlerine gelmeyenler ortalıkta ‘Küçük Dünyaları Ben Yarattım' diye dolaşıp duranlar. Bu kişiler maalesef kaderimizi etkilemeye de devam ediyorlar.

Bunlar Arabistan'da Rabıtacı, İngiltere'de İngiliz ajanı, Yunanistan'da gavurcu. Şimdi Türkiye'de bir numaralı bilmem neci.. Gerçekten şimdi neci olduklarını bilemiyorum. Türkçü desem olamazlar.. Cemaatçı desem oda olmaz . Allah aşkına siz necisiniz kardeşim?,Siz ne iş yaparsınız? mesleğiniz nedir? Kime ne katkınız oldu, hangi meseleyi alıp çözdünüz veya katkı sağladınız şimdiye kadar..GAMBAZCILIKTAN başka.

Sevgili gönül dostları,

Her hayatın ve her sıkıntının bir sonu vardır. Batı Trakyalı soydaşlarımın yüz yıldır yaşadığı bu sıkıntılı ve çözümsüzlük yumağındaki sorunlarımızın çözümü için, kendi sözümüzün, özümüzün sahibi olarak bir gün ‘Bizde varız' diyebilecek miyiz.? Evet.. diyebilecek miyiz?

Bu soruyu kendimize sorduğumuz gün bizim kurtulduğumuz gün olacaktır.

Bakınız Bölgemizle ilgili çok ciddi görüşmeler yapılıyor. Çok ciddi bir enerji yolu olarak Batı Trakya toprakları kullanılacak. Bunun farkında mıyız? Sorunlarımız ve çözümü ile ilgili söylemden başka ne gibi projelerimiz var? Fikir üretebiliyor muyuz?

Bizim adımıza kim ne konuşuyor biliyor muyuz?!

Bu konuları tartışıyor muyuz? Batı Trakyalılar olarak bizler kendimiz değil de, başkalarını mı çağıralım bu konuları konuşmaya? Kürtleri mi çağıralım? Utanmıyorsak çağıralım. Bakın adamlar resmen Kuzey Irak petrolünü kontrol ediyorlar.

‘İki kıl keçisini güdemeyecek adamları milletvekili yaptık.' deyince bana kızdılar.Geçmişi açmayalım şimdi..Görünen köy kılavuz istemez.

Sevgili gönül dostları;

Özerkliğimiz olan bu topraklarda karnımızın doyması için mücadele etmek zorundayız. Herkesin elini taşın altına koyması lazım. Ahmet Mete hocam söylemlerinde haklı olduğu kadar aynı zamanda sorumluluğunu da ortaya koyuyor. Peki ya bizler neredeyiz?

Sevgili gönül bekçileri;

Katılırsınız veya katılmasınız. Herkesin görüşüne saygı duyarım. Ama bazı gerçekleri de kabul etmemiz lazım.

Son gözlemlerimi aktarmak zorundayım: ‘GÜVEN VEREMİYORUZ.'

Yunanistan ziyaret öncesi Sayın Başbakanımıza gönderdiğimiz mektubu bilgilerinize sunuyorum.

Saygılarımla

Ferruh Özkan

---------------------------------

Sayın Prof . Dr. Ahmet DAVUTOĞLU
         BAŞBAKAN

Sayın Başbakanım,

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Başbakanı olarak ülkemizin dış politikasının yanında Yunanistan Türklerinin Azınlık haklarının ve Batı Trakya Türklerinin Özerklik haklarının korunmasında bir garantör ülke olarak gösterdiğiniz hassasiyeti çok yakından takip ve takdir etmekteyiz.

Yunanistan Türkleri olarak varlığımızı bu güne kadar Demokrasi ile yönetilen Yunanistan'ın içinde maruz kaldığımız anti demokratik uygulamalar karşısında dik duruşumuzu anavatanımızın varlığı sayesinde sürdürmekteyiz.

Yunanistan Türkleri olarak yaptığımız çalışmalar yıllardır Yunanistan tarafından hiçbir şekilde hüsnü kabul görmemektedir. Devletimiz ve hükümetimiz tarafından azınlıklara ve bilhassa Rum azınlığa sağlanan haklar tarafımızdan fevkalade önem arz etmesine rağmen Yunanistan tarafından Batı Trakya Türk ve Müslüman azınlığa karşı somut bir adım atılamamıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ‘12 yılda 4 Yunan başbakanı ve bir o kadar dışişleri bakanlarının verdikleri sözleri yerine getirmemiş olmaları' güvensizliğin göstergesi olmaktadır.

Özerkliğimizin Parçası olmazsa olmazımız olan üç ana sorunumuzu bıçak kemiğe dayandığı için değil, kemiği geçtiğinden dolayı acil eylem planı ortaya koymamız gerektiğini düşünmekteyiz.

1. Baş müftülük ve müftülerimiz,(müftülükler ve seçimlerimiz)
2. Vakıflarımız (cemaat seçimlerimiz)
3. Eğitim sorunumuz (okullarımız ve yönetim şekillerimiz)

Özerkliğimizin Parçası olan bu üç maddeyi aktif hale getirecek ve eyleme dönüştürebilecek kapasitemizin olduğunu yüksek müsaadenizle belirtmek isteriz. Çok ivedi bir şekilde Müftüler meclisini oluşturduğumuz takdirde diğer konuların da kendiliğinden çözüleceğine inanmaktayız.(İstanbul Fener Sen Sin od Meclisi örneği).

Sayın Başbakanım ,

Yunanistan Demokrasinin içinde demokrasiyi katledip dünyayı kandırdığını zannederek her türlü entrikayı uygulamaya koymakta ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı tüm iyi niyetli girişimleri görmezden gelmektedir. Buna bir örnekte en son sözde Pontus soykırım yasası ve Yunanistan meclisinde kabul edilen eğitim yasasıdır.

Bizler Lozan Barış antlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti garantörlüğünde Yunanistan'da bırakılmış evlad-ı fatihan olarak Türk Yunan dostluğuna inanmakla birlikte bu dostluğun İstanbul Rumları ve Batı Trakya Müslüman Türk'lerinin Lozan antlaşmasındaki mütekabiliyet ilkesinden geçtiğine inanmaktayız.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tek taraflı olarak gösterdiği dostluk ve iyi niyetli yaklaşımların, Yunanistan tarafından anlaşılmadığı, Batı Trakya ve Yunanistan'daki Türklere yansıtılmadığı takdirde başarıya ulaşamıyacağı kanaatindeyiz.

Yunanistan'a yapacağınız resmi ziyaretiniz dolayısıyla başarı ve iyi dileklerimizin kabulünü saygılarımızla arz ederiz .

Ferruh Özkan
Genel Başkan