Erhan İMAMOĞLU
imamogluerhan@yahoo.com
SAHADA OYUNCU YERİNE NASIL SEYİRCİ OLDUK!
01/12/2014 SAHADA OYUNCU YERİNE NASIL SEYİRCİ OLDUK! Bu haftaki köşe yazıma Batı Trakya Türk toplumu içinde yetki ve sorumluluk sahibi olanların yanlış ve tutarsız tavırlarını dile getirmek için anlatılan eski bir hikaye ile başlamak istiyorum. İbrik, eski zamanlarda çok kullanılan su koymaya yarayan kulplu bir kap. Tabii onu kullananlara da ibrikçi denirmiş. Adamın biri çok sıkışmış acilen bir tuvalet arar. İlk gördüğü umumi tuvalete girer. O devirde tuvaletlerde şimdiki gibi bölmelerde su ve kağıt yokmuş. İnsanlar tuvalet sonrası temizliklerini ibriklerdeki su ile yaparlarmış. Koşarak tuvalet binasına giren ve girişte sıralı duran ibriklerden baştaki ibriği alarak tuvalete ilerleyen adama orada görevli ibrikçi, kızarak seslenmiş ‘Kardeşim dur, baştakini değil sondaki ibriği al' demiş. Adamın tartışacak hali ve zamanı yok. Söyleneni yaparak baştakini bırakarak sondaki ibriği alarak tuvalete girmiş. Bir süre sonra çıktığında ibrikçiye sormuş, ‘Niçin baştaki ibriği değil de son ibriği almamı istedin?' İbrikçi adam demiş ki ‘Biz burada bostan korkuluğu muyuz? O kadar da yetkimiz olsun.' Batı Trakya Türk toplumunda belli yerlere gelmiş, toplum adına sözde sorumluluk üstlenmiş bir şekilde yetki sahibi olmuş bazı kişilere bakın, nerde ise yukarıdaki örnekteki gibi davranmaktadırlar. Hak etmedikleri halde, yetki ve makam sahibi olan bu kişiler, kendilerini toplumun başı gibi göstermek için esas grevlerini yapmak yerine alakasız ve gösteriş içerikli işlere daha fazla zaman ayırmaktadırlar. Bu tipler azınlık adına geldikleri makamlarda sorumluluklarını unutarak yetki sahibi olunca, kendilerini padişah gibi gördüklerinden ilgi alanlarında olmayan işler için de ahkam keserler. Bunu yaparken de Batı Trakya Türklerinin haberi olmadığı halde haberi varmış yalanı ile hareket etmektedirler. Kendi bencillikleri ile sözde Batı Trakya azınlığı adına hareket eden bu tipler zamanla bulundukları işlerde istenmeyen sıkıntılara neden olurlar. Bunların bazı tipleri de çalıştıkları ortamı korur ve savunur iddiasındadırlar. Oysa bunlar kurumlarının gelişmesini ve büyümesini, azınlık insanının refaha ulaşmasını kişisel çıkarcı tavırları ile engellemektedirler. Vizyon ve geniş bakış açısına sahip olmayan bu dar görüşlülerle bir yere gidilebilmesi mümkün değildir. Bu gibiler yerinde saymayı ilerleme zannetmektedirler. Batı Trakya bu gibi ibrikçilerden kurtulduğu oranda daha ileriye gidebilecektir. Ama ne yazık görünen o ki ibrikçiler çoğaldı. Dikkat edilmesi gereken, azınlık davasında çıkar gözetmeden hareket eden işin ehlinin ilgili makama gelmesidir. İşin ehli yerine ibrikçilerin göreve gelmesi toplumun daha ileriye gitmesine imkan vermeyecektir. Son zamanlarda azınlık açısından olumsuz olayların meydana geldiği bu dönemde bizim ibrikçilere bir göz atalım. Batı Trakya'daki Azınlık Eğitimi'yle ilgili yasa değişikliklerin de dahil olduğu tasarıyla ilgili görüşmeler 26 - 27 Kasım tarihlerinde yapılarak meclisten onay alarak geçti. Her ne kadar azınlık basını Batı Trakya'daki Azınlık Eğitimi'yle ilgili yasa değişikliği "azınlığın tepkilerine rağmen mecliste kabul edildi" desede üzülerek söylüyorum ki bu yasaya karşı bırakın kolumuzu parmağımızı dahi oynatmadık. Futbol taraftarı gibi sadece seyrettik. Kendi içimizde mücadelede görünmek içinde neyin ne olduğunu anlamaya çalışmadan ahkam kestik. İşte biz tribünlerde oturup ayrı tellerden çalarken oylamanın yapıldığı günde üç azınlık milletvekilinin ellerinden bir şey gelemeyeceğini bile bile meclis içinde yaptıkları konuşmalardan taraftar edasıyla haz duyduk. Rodop PASOK Milletvekili Ahmet Hacıosman:"tasarının hazırlanması sırasında azınlıkla yeterince diyalog yapılmadı ve azınlık eğitimini yok olmaya mahkum edemezsiniz" sözlerine Eğitim Bakanı Loverdos'un "Bugün burada tartışılan eğitim yasası ile ilgili olarak ben ve arkadaşlarım sizlerle defalarca konuştular. Bazı konulara karşı olduğunuzu biliyorum. SÖPA'nın yerine yeni bir bölüm diyorsunuz. Bu ne yazık ki mümkün değil. Bu anayasaya aykırı. Diyalog yapılmadığını söylemeniz ve baskı yaptığımızı belirtmeniz doğru değil. Bugün burada hayretle karşıladığınızı söylemenize anlam veremiyorum. Bu konu aylardır görüşüldü." demesi üzerine Hacıosman'ın "Sayın bakan ne yazık ki yalan söylüyorsunuz. Sizinle bugün burada tartışılan eğitim yasası ile ilgili olarak hiçbir zaman görüşmedik" demesinden öyle haz aldık ki sanki bu savaştan zaferle çıkan biz olmuşuz hissine kapıldık. Gelelim bu olayın evveliyatına. Yasanın mecliste onay almasından bir hafta önce yanlışkla da olsa öğrendiğimize kendimizi zor da olsa inandırmaya çalışırken aylardır toplanamayan Azınlık Danışma Kurulu yangından mal kaçırırcasına hatır gönül olsun diye bir mini danışma kurulu toplantısı yapmasına rağmen karar alamadı. Ha bu arada sakın üzülmeyin. Yasanın geçmemesi için bir araya gelemeyen danışma kurulunun üyelerinin bir kaç güne varmaz mangalda kül bırakmam edasıyla kınamalara başlayacağından adınız gibi emin olabilirsiniz. Kurum ve kuruluşları dert etmeyin zaten onların bu taraklarda bezleri yok. Onlar azınlığın etkinlik ve protokolleri ile meşguller. Bu arada acilen toplanarak bir eylem planı içinde olması gereken bizim DEB Partisinin yetkilileri ise çıkardıkları bir açıklama ile vaziyeti kurtarmaya çalışırlarken herhalde azınlık insanından aldıkları 43 bin oyu heba ettiklerinin farkında değiller. Buraya kadar her zaman bu toplumda alışık olduğumuz olaylar. İbrikçilerin yaptıkları ortada zaten onlardan farklı bir şeyde bekleyen yok. Sadece onlara dokunulmasın yeter. Ama asıl garip olan vatan ve anavatan arasındaki ilişkilerde Batı Trakya Türk azınlığının varlığının ortadan kalktığı görüntüsü. Eğitim yasasının meclisten geçtiği saatlerde haber ajanslarına düşen bir haber dikkatimizden kaçmadı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Venizelos 29-30 Kasım tarihlerinde Ankara'ya gidecekmiş. Tam bu haberi okurken Türkiye Dışişleri Bakanlığından bir açıklamada:"Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos 29-30 Kasım 2014 tarihlerinde ülkemize bir ziyaret gerçekleştirecektir.Bu vesileyle, Sayın Bakanımız, muhatabıyla, Türkiye -Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Üçüncü Toplantısı hazırlıkları da dahil olmak üzere, Türk-Yunan ilişkileri konusunda görüş alışverişinde bulunacak; ayrıca, bölgesel ve uluslararası konularda görüşlerimizi paylaşacaktır." deniliyordu. Batı Trakya Türklerinin eğitimini baltalayan bir yasa Yunan meclisinden geçermiş veya geçmiş hiç kimsenin umurunda değildi. Zaten son aylarda meydana gelen olaylara baktığımızda belli oluyordu ve insanımızda bunun farkındaydı. Farkında olupda azınlık insanını aydınlatmaktan kaçınanlar, gizleyenler baş tacı ettiğimiz ve bizim sırtımızdan geçinen önde gelenlerimizdi. İçimizde hala bir umut var, yıllardır olduğu gibi. 5-6 Aralık tarihlerinde Atina'da anavatan yetkilileri ile Yunanistan ikili görüşmelerde bulunacak. Bir umuttur belki bizleri ve sorunlarımızı hatırlarlar diye. Bizim bu sessizliğimizi nimet sayan Yunan devleti önmüzdeki günlerde de yeni uygulamaları yapmaya hazırlanır. Herhalde sıra şimdide vakıf malları ile ilgili yeni düzenlemelerde. Yaşamımızda çoğalan "Ne oldum delisi'' olan ibrikçilerle sizleri başbaşa bırakıyorum. Saygılarımla Erhan İMAMOĞLU |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
- 30/08/2015 |
"GEÇMİŞİN MUHASEBESİNİ YAPARAK SANDIK BAŞINA GİDELİM" |
“Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer” - 14/08/2015 |
“Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer” |
“Sen Batı Trakya’yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır! - 25/05/2015 |
“Sen Batı Trakya’yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır! |
’’O İYİ İNSANLAR O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.DEMİRİN TUNCUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK.’’ - 02/03/2015 |
’’O İYİ İNSANLAR O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.DEMİRİN TUNCUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK.’’ |
BİAT EDEN DEĞİL..KONUŞAN BİR TOPLUM OLMAK - 12/01/2015 |
Hani derler ya ağzı olan konuşuyor, bizim bazı meslektaşların durumu da buna benziyor. |
Gerçekleri kabullenmekten neden kaçıyoruz? - 14/12/2014 |
Bu hafta köşe yazıma içim biraz buruk olmakla birlikte birazda neşeli başlıyorum. |
HASRET GİDERDİK - 09/12/2014 |
Bu haftaki köşe yazıma garip ama gerçek bir olayla başlamak istiyorum. Aşağıdaki olay Türkiye'de yaşanmş gerçek bir hikaye. |
İleriyi görebilmek - 24/11/2014 |
“Azınlık Eğitimi” için verilen mücadele zaman zaman topallar gibi olsa da, yoluna devam ediyor izlenimi var! |
Gidene bye bye, gelene hay hay - 21/11/2014 |
Geçtiğimiz hafta gündem yine doluydu! |