Erhan İMAMOĞLU
imamogluerhan@yahoo.com
İleriyi görebilmek
24/11/2014 İleriyi görebilmek
"Azınlık Eğitimi" için verilen mücadele zaman zaman topallar gibi olsa da, yoluna devam ediyor izlenimi var! Son günlerde müftülerin, milletvekillerin ve dernek başkanlarının açıklamalarından anlıyoruz ki "Karşılıklı diyalog olursa..." ile başlayan cümleler yoğunlukta. Bu karşılıklı diyalog nedir? Nasıl ? Kimlerle yapılmalı işte bundan kimsenin haberi yok.
Benim üzerinde durmak istediğim nokta başka... Nasıl oluyorda her zaman Atina'da Meclis'te azınlıkla çıkan yasaları bizlerin son günlerde keşfetmemiz. Meclis çatısı altında 3 tane azınlık milletvekili olmasına rağmen nasıl oluyorda son günlerdeki gibi yeni azınlık eğitimi yasa tasarısını mecliste görüşülmeye başlamadan bir hafta önce öğreniyoruz.Hemen ardındanda yasa tasarısının içeriğini okumaya dahi tenezzül etmeden "Azınlık eğitiminin özerkliği" elden gidiyor diye yaygara koparıyoruz.İktidardaki azınlık milletvekili bundan kısa bir süre önce Eğitim Bakanını kızının düğünde şeref konuğu olarak ağırladı ki sorumluluğu üzerinden atmak için hükümet azınlık kurum ve kuruluşları ile diyalog yapmalı diyerek meclis çatısı altında eğitim mücadelesinden kendini soyutlarken, anamuhalefetteki azınlık milletvekilleride iktidar bizim söylediklerimizi kala almıyor diyor.Diğer taraftan azınlık içinde eğitimle ilişkisi olan kurumların yetkilileride açık açık görüşlerini beyan etmezken karşısındaki insanlara göre değişik telden çalmaya çaba sarfediyorlar.Azınlığın en yüksek karar alma organı olan Azınlık Danışma Kurulu'da "Mini Danışma Kurulu" yeni formülü altında toplantı yapsada yine karar alamıyor. Beni korkuya iten olay başka...
Azınlık eğitimi için yıllardan beri verdiğimiz mücadelede geldiğimiz nokta... Yunan basını sık sık İstanbul'daki Rum azınlığı ile Batı Trakyadaki Türk azınlığı arasındaki nüfus arasındaki uçurumdan bahsederken hiç bir Batı Trakya Türk siyasetçisi: "Peki Batı Trakya Türklerinin Batı Trakyadaki sayısı 150 bin olmasına rağmen neden hala formasyonlu öğretmenlerin her iki azınlık için hala 16 şar olduğu'' sorusunu sormuyor?"
Yunan devleti azınlık okullarını teker teker kaptmaya karar verdiğin 2011 yılında Batı Trakya Türk azınlığı adına kimler hangi şartlar altında Yunan devletine görüş bildirerek hangi azınlık okullarının kapatılacağı önerisini kendi imzalarıyla sundular? Bu öneriye imza atanlar neden bunu azınlık insanından saklıyorlar? Bugün azınlık okulları kapatılırken, azınlık eğitimi için yeni yasa tasarıları meclise gelirken bu sessizliğin altında yatan gerçekleri neden azınlık insanı ile paylaşmıyorlar? Meclis çatısı altında bulunan 3 azınlık milletvekili anlaşılan azınlık sorunlarını dile getiremiyorlarki bu gün hükümeti azınlıkla diyalog içinde bulunmamakla suşluyorlar. Soruyorum hükümetteki azınlık milletvekilimiz yaptığı düğününe şeref konuğu olarak Eğitim bakanını davet ettiğinde bakanın konuklar arasında bulunan seçilmiş müftülerin salonu terk etmesinin ardından teşrif edeceğini bildirmesi ve bunun ardından seçilmiş müftülerin salonu terke etmeleri için kimler nasıl diyalog yapmışlardı? İleriyi görmek, görebilmek böyle bir şey olsa gerek. Batı Trakya Türkleri olarak hatamız mücedelede değil, mücadeleyi yanlış insanlarla vermemiz. Biz zaten bizleri temsil edenleri seçerken yanlış yapıyoruz. Kendi insanlarımızın iradesinin karşısına atama ile çıkardığımız kişileri seçtirme yolundan vazgeçmediğimiz sürece bugün bizim adımıza konuşan bu kişilerinde bizlere hizmet etmesini bekleyemeyiz. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği'nin bu gün içinde bulunduğu vahim duruma dahi ses çıkaracak gücü gösteremeyenlerin azınlık mücadelesi saflarında yer alması beklenemez. 1030 üyesi olan sözde Batı Trakyanın aydınlarının oluşturduğu bu kurum ne yazık ki bugün sadece 2 veya 3 kişinin insafına bırakılmıştır. Bu derneğimize üye olmayan dışardaki yüksek tahsillilerin sayısı üye olanlardan fazladır. Bunun sebebini neden kimse düşünmemektedir? Bu güzide derneğin yetkililerinin azınlık davasına öçnderlik etmesi beklenirken bu zavallıların başkalarına rant sağlayacak sözde projelere imza atmaktan ve sanki başka işleri yokmuş gibi anaokulu işletmeciliği yapmaktantan başka işleri ne yazık ki yoktur. Bu kurumun başında olanlar acaba Batı Trakyanın aydınlarını gerçekten temsil ettiklerine inanıyorlar mı? Hep merak etmişimdir. Siyaset arenasına dönüştürdükleri bu kurumdan istifa edenlerin nedenlerini hiç mi tartışmazlar. Burada boy gösteren yöneticiler Ocak ayında yapılacak seçimlerde faaliyet raporuna ne yazacaklar hep birlikte göreceğiz. Peki bu aydınlar derneğinin bu hale gelmesinde tek suçlu bu günkü yöneticiler mi! Bakın son günlerde bu dernek çatısı altında Büyük Müsellim ve Kurcalı köylerinde tarım ile ilgili olarak bilgilendirme toplantıları yapıldı. Toplantılara katılanların sayısı bir elin parmaklarını geçmemesine rağmen azınlık basını bu toplantıların haberlerini yaparken "Katılım yoğundu" başlığını atmaktan kaçınmadı. Anlayacağınız Batı Trakyada bu azınlık adına ahkam kesenlerin bir ortak noktada birleştiklerini artık yediden yetmişe herkes biliyor. O nokta da çıkar... Batı Trakyada azınlıkçılığının, insan sevgisinin artık paraya dayalı olmasından daha utanç verici bir şey olamaz herhalde. Azınlık insanının adını dahi bilmediği kişilerin maddiyat karşılığında kendi davalarına sahip çıkar gibi görünmesinden dolayıdır ki bu toplum içinde birlik ve beraberlik sağlanamamaktadır. 10 Kasım'larda Atatürkü anmak için kürsüye çıkamayan, çiftçinin yanında tarlasında olmayan, esnafın derdine kulak asmayan ve Batı Trakya Türk gençlerine örnek olamayanların bu toplumda aydınlar olarak gezmesinde bir anlam yoktur. Hele hele ben seçimle işbaşına geldim demeye gene hiç hakları yoktur. Düşün artık bu çilekeş insanın yakasından, yeter yıllardır bu insanların kanlarını bir asalak olarak emdiğiniz. Bırakın bu toplumu ileriye götürme vaatlerini, bulunduğu konumdan kendi kişisel çıkarlarınız için geriye götürdüğünüzü artık herkes biliyor. Toplumun yegane kurumlarına iki yüzlü kimlere hizmet ettiği belli olmayanların değil, bu toplumun çıkarlarına hizmet eden ve insanları kucaklayanlarının gelmesinin artık vakti geldi. Ey Batı Trakya Türkleri, Son zamanlarda mücadelelerin yerinde yellerin estiği, eğitimimizin yok olduğu, çiftçinin ve esnafın krizden dolayı belinin büküldüğü bir ortamda bakın bir milletvekilimiz geçtiğimiz günlerde basına verdiği bir röportajında ne diyor. "Gelecekte yapılacak seçimlerde aday olmam konusunu önce bana destek veren çevremle istişare ettikten sonra adaylığımla ilgili kararımı vereceğim. Dört dönemde olduğu gibi yaptığı çalışmalarım eğer halkım tarafından yine takdir görürse ve çevremdeki destekçilerim bana aday ol derse bizim şiarımız Allah'a ibaret, halka hizmettir. Biz halkımıza hizmeti kutsal bir görev olarak sayıyoruz. Milletvekili olmasam da her zaman halkımın emrinde amadeyim ve halkıma hizmet etmeye devam edeceğim." İşte milleveilinin yukarıdaki söylemlerini okuyup idrak ettiğinde kafanı iki elinin arasına alıp "Ben ne yapıyorum" diyorsan bilki Batı Trakya Türkünün ancak ve ancak o zaman ileriyi görenlerle ileriye gideceğini anlarsınız. Saygılarımla |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
- 30/08/2015 |
"GEÇMİŞİN MUHASEBESİNİ YAPARAK SANDIK BAŞINA GİDELİM" |
“Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer” - 14/08/2015 |
“Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer” |
“Sen Batı Trakya’yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır! - 25/05/2015 |
“Sen Batı Trakya’yı bilmezsin, burada siyaset böyle yapılır! |
’’O İYİ İNSANLAR O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.DEMİRİN TUNCUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK.’’ - 02/03/2015 |
’’O İYİ İNSANLAR O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.DEMİRİN TUNCUNA, İNSANIN PİÇİNE KALDIK.’’ |
BİAT EDEN DEĞİL..KONUŞAN BİR TOPLUM OLMAK - 12/01/2015 |
Hani derler ya ağzı olan konuşuyor, bizim bazı meslektaşların durumu da buna benziyor. |
Gerçekleri kabullenmekten neden kaçıyoruz? - 14/12/2014 |
Bu hafta köşe yazıma içim biraz buruk olmakla birlikte birazda neşeli başlıyorum. |
HASRET GİDERDİK - 09/12/2014 |
Bu haftaki köşe yazıma garip ama gerçek bir olayla başlamak istiyorum. Aşağıdaki olay Türkiye'de yaşanmş gerçek bir hikaye. |
SAHADA OYUNCU YERİNE NASIL SEYİRCİ OLDUK! - 01/12/2014 |
Bu haftaki köşe yazıma Batı Trakya Türk toplumu içinde yetki ve sorumluluk sahibi olanların yanlış ve tutarsız tavırlarını dile getirmek için anlatılan eski bir hikaye ile başlamak istiyorum. |
Gidene bye bye, gelene hay hay - 21/11/2014 |
Geçtiğimiz hafta gündem yine doluydu! |