KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMECamilerine din görevlisi tayini azınlığın talebi değildir! KAMUOYUNU BİLGİLENDİRME Gümülcine, 12 Kasım 2013 8 Kasım 2013 tarihinde Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’nun yapmış olduğu toplantıda “Tayinli İmamlar” konusu aşağıdaki şekilde değerlendirilmiştir. Hukuk mantığına göre dünyadaki bütün büyük dinlerin mabetleri kutsaldır ve dokunulmaz üstünlüklere sahiptir. Bir dinin mensupları, hiçbir surette diğer bir dinin mabetlerine müdahale edemezler, ibadetlerin icrasına karışamazlar. Bu sebeple Yunanistan, bağımsız devlet olarak tanındığı 1830 yılından bu yana, ülkesinde azınlık olarak kalan Müslümanların ibadet mahalli olan camilerin, vakıfların ve bizzat ihdas ettikleri eğitim kurumlarının idare şekli uluslararası antlaşmalarla Müslüman Azınlığın idaresine bırakılmıştır. 1830 Londra Protokolü, 1881 İstanbul Antlaşması, 1913 Atina Barış Antlaşması ve Üç Numaralı Protokol, 1920 Sevr Antlaşması (Yunan Sevri) ve 1923 Lozan Barış Antlaşması hükümlerinde genel bir hukuk kuralı olarak Yunanistan’daki camiler tamamen Müslümanların idaresine bırakılmıştır. Yunanistan Anayasası’nın 28. maddesi birinci fıkrasında, kanunla onaylanmış bütün uluslararası antlaşmaların Yunan İç Hukuku’nun bölünmez bir parçası ve bütün kanunların üstünde oldukları açıkça belirtildiği halde, bugünkü yönetimin camilerimize imam tayin etmek için yasa çıkarması tarafımızdan kabulü mümkün olmayan haksız bir dayatmadır ve uluslararası antlaşmaların alenen ihlalidir. Devletler halklar için vardır. Yasalar da o ülkede yaşayan insanların daha mutlu ve huzurlu bir hayat sürmeleri için düzenlemeler getirir. Bizler Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türk Azınlığı olarak ülkemiz Yunanistan’ın yapmış olduğu düzenlemelerin ve yapacaklarının pek tabii olarak daha ileri, daha çağdaş, daha demokratik ve en önemlisi verilmiş olan hakların ve antlaşmaların çerçevesinde kalınarak yapılmasını beklemekteyiz. Buradan hareketle azınlığımızı birinci derece ilgilendiren ve çok hassas bir konu olan inancımızı ve bu inancımızın kutsalı camilerimizi ve burada görev yapan ve yapacak olan görevlilerimizi belirleme, tayin etme v.b. tasarrufları yapması, kanun çıkartması ve uygulamaya koyması öncelikle belirtelim ki azınlığın bir talebi değildir ve ülkemiz Yunanistan’ın da böyle bir düzenleme hakkının olmamasıdır. Şu hususların kamuoyu tarafından bilinmesinde fayda olacağını düşünmekteyiz. 1. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ülkesi Yunanistan’dan isteği kendi kurum ve kuruluşlarını yönetecekleri seçmesi ve demokrasinin gereğini yerine getirmesidir. Camilerine din görevlisi tayini azınlığın talebi değildir. 2. Gücü elinde bulunduran otoritenin ben yaptım oldu bitti.. tarzındaki anlayış ve yaklaşımının Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ve ülkemizin huzuruna hizmet etmeyeceği çok açıktır. 3. Dünyada en geçerli insanî değer erdemli olmaktır. Erdemli olmanın en önemli kuralı da söylem ve eylem birliğinin olmasıdır. Cilalı ve edebi sözlerle çağdışı bir uygulamayı dayatmak otoriter rejimlerin anlayışıdır, demokrasi ile ters düşmektedir. 4. Niyetin temiz ve sağlam olduğu durumlarda çıkarılan kanunların anlaşılması ve yazımı çok anlaşılırdır. Oysa “240 İmam Yasası” adı ile meşhur olan kanunun anlattığı ile yönetmeliğinin anlattığı kafaları karıştırmakta ve sanki yangından mal kaçırılmak istenmektedir. Çıkmış olan yasanın ısrarla imamlar ve camilerle ilgisinin olmadığına vurgu yapılmasına rağmen uygulamanın imamlar ve camiler olduğu görülmektedir. 5. Üzülerek görmekteyiz ki bu kanuna dayalı sözleşme imzalamış olan azınlık mensubu kişilerin büyük bir çoğunluğunun neye imza attıkları, hangi şartlarda çalışacaklarını dahi bilmemektedirler. 6. Girilmiş olan bu yanlıştan dönmek, yanlışa devam etmekten daha değerlidir ve doğrudur. Olayları durduğumuz yerden görme yerine durulması gereken yerden görme ve değerlendirme, istişareyi terk etmeme, din kardeşlerimizi üzmeme, toplumu karşımıza almama, hesabını veremeyeceğimiz ilişkiler içerisinde olmama önemle dikkat etmemiz gereken konulardır. 7. Başta Mütevelli Heyetleri olmak üzere sorumluluk sahibi olan kişilerin yasanın uygulanmasına yol açacak herhangi bir davranışın içine girmemeleri, istişare etmeden karar vermemeleri önemle duyurulur. 8. Son olarak Batı Trakya Müslüman Türk Halkı’nın şunu bilmesini isteriz ki, biz Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu olarak bu yasayı ve yasanın uygulamasını kesinlikle kabul etmemekteyiz. Din görevlilerimizin ve halkımızın da hassasiyetleri doğrultusunda demokratik hakkımızı kanunlar çerçevesinde sonuna kadar kullanacağımızı özellikle belirtmek isteriz. Saygılarımızla B.T.T.A.D.K. |
1189 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |