• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/p/Yunt%C3%BCrk-Yunanistan-T%C3%BCrkleri-K%C3%BClt%C3%BCr-ve-Dayan%C4%B1%C5%9Fma-Derne%C4%9Fi-100081744846002/?_rdr
  • https://twitter.com/yun_turk
YUNTÜRK LOGO

Batı Trakya ile ilgili YÖK Tez ve Makaleler
TBMM'de Batı Trakya Oturumu
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Yunturk Twitter
Ziyaret İstatistiği
Aktif Ziyaretçi89
Bugün Toplam897
Toplam Ziyaret5396497
                        
YUNANİSTAN TÜRKLERİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos kötü sinyal veriyor…

TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİNDE UFUKTA SORUN VAR

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos kötü sinyal veriyor…

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos’un yaptığı açıklamalar Türk-Yunan ilişkilerinin bugün olduğundan dahaiyi bir noktaya ulaşmasının kolay olmayacağını ortaya koydu. Belki gelecek için daima iyimser olmak lazım, ama söz konusu Türk-Yunan ilişkileri olunca ve bugünkü şartlara bakınca, muhtemelen o iyimserliği “temkin” ile desteklemek lazım. Çünkü Dimitris Avramopulos’un açıklamaları, Atina’da “tutarsızlık” ve “akıl karışıklığı” olduğunu gösteriyor.

Avramopulos Türkiye´de Tayyip Erdoğan´ın, Yunanistan´da ise Antonis Samaras´ın başbakan olmalarının iki ülke ilişkilerinin geleceği açısından ''bir şans olduğunu'' söyledi. Hatta sözlerinin devamında da “iki başbakanın da Türk-Yunan işbirliğine inandığını ve bunu başarabilecek kararlık ve güce sahip olduğunu” vurguladı.

Esas olarak Avramopulos’un bu sözleri Türk-Yunan ilişkilerinin bugünkü hacmini görerek, geleceğe daha güvenle ve daha umutlu bakanları sevindirdi. Nihayetinde Türkiye´de gerçekleştirilen Türk-Yunan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı yakın zamana kadar hiç kimse için hayal dahi edilemeyecek derecede önemli bir gelişme idi. Üstelik ikincisi yapılan bu doruk toplantısında tam 25 anlaşma imzalandı.

Avramopulos’un iki ülke ilişkilerinde Türkiye ve Yunanistan arasında oluşan yeni atmosferin bu şekilde sürmesinin iki ülke halklarının yararına olacağını ifade etmesi de, aynı iyimserliği biraz daha artıran bir vurguydu. Hatta Avramopulos’un şu sözleri bir rekordu;

''Diplomasi ve dürüstlüğün iki çelişkili kavram olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak, açık sözlülük, samimiyet ve dürüstlük, uluslararası ilişkilerde gizli diplomasiyi, kulisi ve riyakârlığı saf dışı bırakmaktadır. Türk-Yunan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi zirvesini bu ruhla hazırladık. Türkiye ile ilişkileri bu ruhla geliştirmeyi sürdüreceğiz.''

Fakat Avramopulos’un bu sözleri için de, bunun dışındaki diğer sözleri ve değerlendirmeleri için de, yine ona ait olan şu ifadeyi asla göz ardı etmemek lazım; “Diplomasi ve dürüstlüğün iki çelişkili kavram olduğunu söyleyebilirsiniz”...

Çünkü Avramopulos’un Kıbrıs konusunda değerlendirmeleri hayal kırıklığından öteye geçmiyor. Avramopulos Kıbrıs’ta müzakerelerin yeniden başlaması için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. Hatta buna gerekçe olarak müzakereler için iyi bir hazırlığa ihtiyaç olduğu iddiası da var. Herhalde Kıbrıs dünyanın en fazla müzakere edilen bölgesidir. Kıbrıs kurulduğundan beri müzakere ikliminde yaşıyor. Kıbrıs’ta diplomatlar müzakere masasında büyüyüp emekli oluyorlar.

Ayrıca Kıbrıs’ta seçimlerin hemen arkasından çözüm müzakerelerinin gündeme geleceği de belli idi. Türkiye gibi garantör devlet statüsünde olan Yunanistan’ın tarafları müzakereye teşvik etmesi ve çözüm için cesaretlendirmesi gerekirdi.

Ama Avramopulos -üstelik ülkesinin içerisinde bulunduğu ağır ekonomik ve siyasi buhran yüzünden çok fazla tepki gördüğü dönemde- Doğu Akdeniz’i istikrarsızlığa sürükleyecek süreçleri tetiklemesi, her şeyden önce diplomasinin ruhu ile bağdaşmıyor.

Üstelik Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos “Türk-Yunan ilişkilerinin tamamen iyileşmesinin anahtarının Kıbrıs sorunu olduğunu” söyledi.

Şayet Atina Kıbrıs’ta çözümü teşvik etmiyorsa, hatta geciktirmek istiyorsa ve resmi olarak Türkiye ile ilişkilerinin iyileşmesinin anahtarının Kıbrıs olduğunu belirtiyorsa, burada Avramopulos’a şu sözlerinden dolayı hak vermelisiniz; “Diplomasi ve dürüstlüğün iki çelişkili kavram olduğunu söyleyebilirsiniz”...

Zaten Avramopulos’a göre, Güney Kıbrıs’ta kurulan yeni Anastasiadis hükümetinin NATO´nun Barış İçin Dostluk örgütüne katılmayı talep etme kararı “plan ve vizyon sahibi” olduğunu ispat ediyor. Ama sıra çözüm için müzakere masasının kurulmasına gelince “Anastaiadis´in ve hükümetinin elinde sihirli bir değnek yok”…

Ama Anastasiadis’in elinde sihirli değnek olması ihtimali bir hayli yüksek. Bu şartlar altında bu olumsuz tutuma ve yanlış tavra rağmen NATO hayali kurduğuna göre, bu hayali gerçekleştirmek için elinde sihirli değnek olması lazım.

Diğer taraftan Avramopulos daha müzakere süreci başlamadan, daha çözüm çabalarının başlaması gerektiği ifade edilir edilmez, vakit kaybetmeden Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Eroğlu´nu “uzlaşmaz” ilan etti.

Eroğlu hâlbuki müzakerelerin başlamasını talep ediyor…

Acaba Avramopulos’un buna bir izahatı var mı?

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos, “Yunanistan dürüst bir politika uygulayarak, uluslararası hukuka saygı, ilke ve değerler temelinde Türkiye ile iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmeyi sürdürecek” diyor, ama “Atina´da cami olmaması” konusuyla ilgili olarak da bunun Türkiye ile Yunanistan arasında ikili bir mesele olmadığını ifade ediyor.

O halde Yunanistan’daki Türklerin ve Müslümanların ibadet hakkının engellenmesi Türkiye’nin meselesi değil ise, Türkiye’deki Hristiyanların ibadetten mal varlığına kadar her konusu neden Atina’nın önemli bir meselesi oluyor?

Herhalde Avramopulos şu beyanatı verdikten sonra, Yunanistan’ın içerisinde bulunduğu vaziyetin tesadüf eseri olmadığını anlamak gerek;

"Her halükarda, artık Müftü´nün başka, Patrik´in, tüm dünyada yüzlerce milyon Hristiyanın ruhani liderinin başka olduğunun farkına varılmalıdır. Üzgünüm, çünkü bugün hala Türkiye´de bazıları ´ekümenik´ kelimesinden ve bunun temsil ettiği şeyden korkuyor."

Türkiye’de bazıları da böyle garip bir çifte standarda sahip, hukukun temel kavramlarından yoksun, diplomasinin temel ilkelerinden habersiz bir izahatın verdiği endişeden dolayı üzgün.

Korkutan ise sadece bilgi eksikliği… Üstelik o bilgi eksikliği ciddi derecede korkutuyor.

Avramopulos’un tutumu gerçekten Türk-Yunan ilişkilerinin kırılgan bir zeminde ilerlediğine işaret ediyor. Örneğin Avramopulos’un Kathimerini Gazetesi’ne, Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmeler hakkında bu görüşmelerin 10 yıldan fazla sürmesinin iki ülke arasında özlü görüş farklılıkları bulunduğunu gösterdiğini söylemesi de, ayrı bir sorun. Gerçek şu ki, her ne kadar Avramopulos hukuk ve iyi niyeti övse de, Yunan tarafı istikşafi görüşmelerde, on yıldır hiçbir şekilde hukukun hükümlerini dikkate almadı.

Zaten Avramopulos Türkiye´nin bölgede hidrokarbon araştırmaları başlatması olasılığı karşısında da çok sert bit tepki gösteriyor. Avramopulos’a göre “bu noktaya varılmaması iyi olur”.

Açık olmak lazım; bu söz diplomasi de “tehdit” içerir, “ültimatom” anlamı içerir.

Hatta Avramopulos’a göre, Türkiye bunu yaparsa, Yunanistan’ın egemenlik hakları zarar görür ve Yunanistan bunu kabul etmez…

Bir hayli garip bir durum, iki ülkenin de Ege’de uzun kıyıları var. Ama Avramopulos’a göre Ege’nin %70’i Yunanistan’a ait! Türkiye ise sadece %10’a sahip. Hatta elbette adaların da kıta sahanlığı var. Her adadan da ileriye 12 mil! Bazı adalar Türk kıyılarından sadece birkaç kilometre uzakta, ama fark etmez. Çünkü Yunanistan iyi niyetli, hukuka saygılı, samimi ve dürüst! Yunanistan’ın Ege Denizi’ne ilişkin hak iddialarını yeniden yoğun biçimde gündeme getirmesi dikkat çekti.

Wall Street Journal Gazetesi, Yunanistan’ın Atina’nın karasularını 12 mile çıkartması durumunda Ege’nin %70’inden fazla Yunan olacağının altının çizen gazete, “planın Türkiye ile bir çatışmayı tetiklemesi riski var” diye yazdı.

Wall Street Journal’a göre, sınır 12 mile çıkartılırsa, Ege’nin yüzde 70’inden fazlası ve bunun deniz yatağı, Yunan toprakları içinde olacak. Devamında da 200-mil bir münhasır ekonomik bölge ise, Yunanistan’ın hak talepleri Akdeniz’de doğuya doğru uzanacak, Türkiye’yi güneyden kuşatacak ve Kıbrıs’a kadar ulaşacak. Normal mi?

Ama Avramopulos’a göre Yunanistan Türkiye ile ilişkilerde ilerleme istiyor. Ama bunu isterken, Kıbrıs’ta da çözüm istemiyor. Kıbrıs’ı da Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için anahtar sayıyor.

Ayrıca müzakere talep eden Eroğlu “uzlaşmaz”, ama müzakereden kaçan Anastasiadis “vizyon ve irade sahibi”… Ama zaten Avramopulos ne diyor;

“Diplomasi ve dürüstlüğün iki çelişkili kavram olduğunu söyleyebilirsiniz”...

(Diplomatikgozlem)



1248 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın