Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde Avrupa Birliği'ne yönelik sert çıkışlarının ardından, AB'de Türkiye'ye karşı olan rüzgar, ters dönme eğilimine girdi.

AB'de rüzgar tersine mi dönüyor?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde Avrupa Birliği'ne yönelik sert çıkışlarının ardından, AB'de Türkiye'ye karşı olan rüzgar, ters dönme eğilimine girdi.

İlk adım, Fransa'nın Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande'dan geldi.

Fransa, bir önceki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde, AB üyelik sürecinde, Türkiye'yi "tam üyeliğe götürecek" beş başlığı bloke etmişti.

Avrupa'da ve Fransa'da sosyalistler, "kriterlerin yerine getirilmesi" koşuluyla, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasına karşı çıkmıyorlar. Dolayısıyla da Hollande, daha önce Sarkozy'nin "Bu başlıklar, Türkiye'yi ayrıcalıklı ortak olmaktan çıkarıp, tam üye yapar" dediği beş başlığı açma sinyallerini verdi.

İyi haber, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bugün yaptığı Paris ziyaretinde geldi. Fransız meslektaşı Fabius ile görüşen Davutoğlu'na, daha önce Sarkozy'nin bloke ettiği beş başlıktan "Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu" başlığının açılabileceği mesajı verdiği diplomatik kulislere yansıdı.

YUNAN BAKAN GELİYOR, RUMLAR BAŞKAN SEÇİYOR

Türkiye'nin AB üyelik sürecini etkileyecek unsurlar sadece Fransa'nın "tam üyeliğe götürecek başlıklara blokesini kaldırması" ile sınırlı değil.

Cuma günü, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopoulos Ankara'ya geliyor. Avromopoulos'un ziyareti, Ankara-Atina yakınlaşması açısından önem taşıyor. Yunan Bakan'ın ziyareti sırasında ayrıca, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras'ın önümüzdeki ay Türkiye'ye yapacağı ziyaretin hazırlıkları da ele alınacak. Türkiye, AB yolunda zaman zaman büyük sorun çıkaran komşuyla da, bu üst düzey ziyaretlerle ilişkileri yumuşatma yoluna girecek.

Yine Kıbrıs'ta yapılan bir seçim, hafta sonundaki Rum Kesimi Başkanlık seçimleri de "Ankara'ya iyi haber" olabilecek nitelikte. Seçimlerde favori aday, Nikos Anastasiadis daha önce Rumlar'ın reddettiği, ancak Türklerin onayladığı Annan planına verdiği destekle öne çıkmıştı. Anastasiadis, adaylık sürecinde, özellikle kapalı kapılar ardında yaptığı, ancak basına sızan açıklamalarında da "çözüm yanlısı" olduğunu söylemişti. Hatta "gevşek federasyona sıcak baktığı" işaretlerini bile vermişti.

MERKEL GELECEK

Ve Ankara, tüm bu gelişmelerin ardından, Şubat ayının son haftasında AB sürecindeki bir başka önemli engel, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i ağırlayacak. Merkel, Türkiye'nin tam üyeliğine sıcak bakmamakla birlikte, "daha önce verilen sözlerin arkasında olduğunu" defalarca ifade etmişti. Son dönemde Türkiye'ye karşı Sarkozy'nin aldığı açık tavırla rahatlayan Merkel, şimdi Sosyalist Hollande'ın tutumunu yumuşatması ile AB içindeki "Türkiye karşıtı cephe"de en önemli müttefikini kaybetmiş oldu. Merkel'in, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde esecek olumlu rüzgarlara tek başına karşı koymayacağı Avrupalı diplomatlar tarafından sıklıkla ifade ediliyor.

AB'DE DURUM NE?

Fransa, Sarkozy döneminde "Türkiye'yi tam üyeliğe taşıyacağı" gerekçesiyle, 5 başlığı bloke etmişti. Bunlar, "Ekonomik ve Parasal Politika", "Tarım ve Kırsal Kalkınma", "Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu", "Kurumlar" ve "Mali ve Bütçesel Hükümler" fasılları.

Yorumlar