• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/p/Yunt%C3%BCrk-Yunanistan-T%C3%BCrkleri-K%C3%BClt%C3%BCr-ve-Dayan%C4%B1%C5%9Fma-Derne%C4%9Fi-100081744846002/?_rdr
  • https://twitter.com/yun_turk
YUNTÜRK LOGO

Batı Trakya ile ilgili YÖK Tez ve Makaleler
TBMM'de Batı Trakya Oturumu
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Yunturk Twitter
Ziyaret İstatistiği
Aktif Ziyaretçi47
Bugün Toplam826
Toplam Ziyaret5396426
                        
YUNANİSTAN TÜRKLERİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 

HER GELEN İKTİDAR AYNI HATAYI SÜRDÜRMEYE DEVAM ETTİ

POPÜLİST POLİTİKACILAR YUNANİSTAN’I BU HALE GETİRDİ..

HER GELEN İKTİDAR AYNI HATAYI SÜRDÜRMEYE DEVAM ETTİ

Eğer komşumuz Yunanistan bugünkü zelil duruma düştüyse bunun en büyük nedeni dünyada olup bitenleri algılamak ve değişimlere göre önlemler almak yerine seçmene rüşvet vermeyi sürdüren siyasilerdir.

Tabi bir de onların popülist uygulamalarından faydalanan ve yaşantılarında değişikliğe razı olmayan Yunan halkının kendisi de bu politikacılara oy verdiği için suçludur.

Yunan ekonomisinin temel sorunu Yunan tüketicisine yerel ekonomide üretilen mal ve hizmetleri satmaya devam etmesi ve bunu da değişik yollarla desteklemeyi sürdürmesidir.

Dış rekabete açık olmayan ve rekabet gücü bulunmayan mal ve hizmetlerin iç ekonomideki büyük ağırlığı 2001-2008 döneminde, yani tüketici kredilerindeki patlama döneminde ise yarıyor gibi gözüktü.

Ucuz kredinin körüklediği iç talepteki büyük sıçrama,sonuçta işçi ücretlerinde artışlara neden oldu, diğer üretim girdilerinde de yükselişler oldu. Sonuçta Yunan malları dünya piyasalarında rekabet gücünü kaybettiği gibi, yerli üretilen ve pahalıya satılan ürünler Almanya, Hollanda gibi diğer AB üyesi ülkelerden ithal edilen mallarla rekabet edemez hale geldi.

Yunanistan özellikle turizm ve kamyonculuk sektöründeki tekelci uygulamalarına devam etti, sistemi yenileyip rekabete açmak yerine popülist amaca yönelik, seçmene iyi gelen tekelci uygulamalar ihracatın önüne yeni engeller koydu.

Yunan ekonomisinin can damarı olan turizm sektöründeki tutuculuk, bugün Yunan milli gelirinin yüzde 15’ini sağlayan bu sektörün gereken potansiyelini kullanamaz hale getirdi.

Örnek verecek olursak büyük yolcu gemlerinin Yunanistan limanlarına yolcu getirebilmesi niçin gemicilerin belirli bir oranının Yunan asıllılardan olması zorunluluğu var. Böylece Yunan turizmi her yıl binlerce zengin Amerikalının getirebileceği gelirden mahrum oldu. AB’nin bastırmasıyla bu konudaki uygulama zoraki de olsa AB ülkelerinin yolcu gemileri için,değiştirildi ama Amerika’dan veya AB üyesi olmayan ülkelerden gelen yolcu gemilerine ağır vergiler getirildi, ayrıca Yunan denizcilerinin emekli sandığına katkı yapma zorunluluğu ve Yunan limanlarına geleceklerine dair 3 yıllık bir kontrat imzalamaları zorunlu hale getirildi.

Bu değişikliğe rağmen Yunan limanlarına ciddi hiç bir yolcu gemisi yanaşmadı. Yeni hükümet bu konudaki yasayı daha gerçekçi hale getirme sözü verdiyse de sonucu bekleyip görmek lazım.

Aynı popülist ve dünya gerçeklerine uymayan bir başka uygulamayı da kamyonculuk ve nakliye sektöründe görüyoruz. Kamyon filosu işletebilmek için özel bir hükümet izni gerekiyor. Fakat 1970 yılından bu yana bu konuda hiç kimseye yeni izin verilmemiş.

Yani 40 yıldır Yunan dış ticareti üç kata çıktı ama kamyon sayısı aynı kaldı. Yunan sanayicileri ve ihracatçıları sayıları çok az olan nakliye şirketlerine hem ülke içi nakliye hem de uluslararası nakliye için büyük paralar ödemek zorundalar.

Kamyonculuk izni piyasada satılıyor ama çok büyük paralar gerekiyor, tıpkı bizdeki taksi plakaları gibi.

Bir evin eşyalarını Brüksel’den Atina’ya getirmek, aynı eşyayı Atina’da bir mahalleden diğer mahalleye götürmekten daha ucuz.

2010 yılında bu konuda bir yasa değişikliği yapıldıysa da uygulamaya geçmek için 3 yıllık bir geçiş süresi öngörüldü. Geçtiğimiz ay bu süre de tamamlandı. Bakalım 40 yıllık popülist hatanın düzeltilmiş sonucu ne olacak?

Bir başka popülist hatayı ilaç sektöründe de görüyoruz. Hükümet eczanelere yüzde 35’lik bir kar marjini garantiledi. Böylece Yunanistan Avrupa’nın en çok ilaç kullanan ulusu haline geldi. Yeni değişen yasa ile devletin kar garantisi azalacak.

Yunanistan ekonomisi iyi yönetilebilse bugün için Yunan adaları dünyanın her yerinden gelebilecek emekliler için cennet olabilir, hatta Avrupa’nın Florida’sı olur.

Ama gelin görün ki, kazın ayağı öyle değil. Yunanistan’da şehirlerin dışında yapılaşma ve gelişme bölgeleri yok. Yapılaşma ve inşaat ruhsatları gayetle kontrollü. Tek bir master plan uygulaması ile ancak önemli bir otelin çevresinde villa ve ev yapımına müsaade edilir. Yapılan villaların ve evlerin satışı yasak olup ancak kiraya verilebilir. Aynı kısıtlama Golf sahası konusunda daha da aşırı gidiyor. Tüm ülkede 6 tane golf sahası var. İnşaatçılar daha açık bir inşaat rejimi için baskı yapıyorlar ama bunun sonuçlarını da zaman gösterecek.

İşçi-İşveren ilişkilerinde ise çok kademeli sistem denilen bir ücret artışı uygulandı yıllardır.

Örneğin sendikalar ve hükümet ulusal düzeyde diyelim ki yüzde 5’lik bir ücret artışında anlaştı. Bu tüm işçiler için geçerli bir rakam, buna ek olarak sektörel düzeyde de toplu sözleşmeler uygulanır, gene örnek vermek gerekirse, bir başka sektörde de yüzde 2lik bir artış yapılır, hatta firma düzeyinde de toplu pazarlık mümkündür..

2000-2008 döneminde ücretlerdeki kademeli artışların yıllık yüzde 9-10 arasında gerçekleştiği belirtiliyor. Bu kademeli ücret artışı enflasyon rakamının çok üzerinde bir gelir sağlıyordu emekçilere.

Fakat işin kötü yani Yunan mallarının fiyatlarındaki artış ve gerçekçi olamayan fiyat düzeyleri oluştu. Buna karşılık işçi ücretlerini denetleyen Almanya’da ürünlerin fiyatı uluslararası piyasalarda daha rekabet edebilir hale geldi.

İtalya, İspanya ve Portekiz de de tıpkı Yunanistan’daki türden bir ücret artışı uygulaması vardı. Bugün Yunanistan’da işsizlik oranı yüzde 21 civarında, ücretler çok yüksek olduğu için işverenler sosyal sigorta ödememek amacıyla el altından nakit ödüyorlar işçi ücretlerini.

Bu yıl için ulusal düzeyde ücret artışı yüzde 2,5 olarak saptandı, hükümet ayrıca kademeli müzakere sistemini de iptal etti.

Bunun anlamı asgari ücrette yüzde 22’lik, 24 yaşın altındaki işçi ücretlerinde ise yüzde 32’lik bir düşme anlamına geliyor. Yeni sistem sadece 3 yıl uygulanacak, 2015 yılında gene eski sisteme dönülecek.

Sizin anlayacağınız Yunan siyasetine yön veren politikacıların dar görüşlülüğü, dünya gerçeklerinden habersiz oluşları, tekelci tutumları ve bazı çıkar gruplarının amaçlarını destekleyen popüler uygulamaları ülkeyi bugünkü hale getirdi.

Bunda biraz da “üzümünü ye, bağını sorma” zihniyetinde olan Yunan seçmenin de rolü var kanısındayım.

 

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç



1147 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın