''Ben bugün sizlere son iki aydır çokça gidip geldiğim Yunanistan'daki soydaşlarımızın durumundan, dramından bahsetmek istiyorum.'' FEVZİ KURTULUŞ KÖŞE YAZISI..Yunanistan'da Türk olmak... Bir köşe yazarının bu ülkede kesinlikle yazacak konu sıkıntısı çekmeyeceğine inanıyorum. Son bir hafta da gelişen olaylara baktığımızda, adeta bir kitap yazacak kadar konu başlığı bulabilirsiniz. Ancak ben bugün sizlere son iki aydır çokça gidip geldiğim Yunanistan'daki soydaşlarımızın durumundan, dramından bahsetmek istiyorum. Yunanistan Türkleri Derneği genel başkanı Sn ferruh Özkan ve Rumeli TV ekibi ile birlikte çıkıtığımız batı Trakya yolculuğumuzda tanık olduklarım beni hem utandırdı, hem de şaşırttı dostlar, nasıl mı? Şöyle; Bir kere yaşadığımız çağda Yunanistan'ın en temel insan haklarına olan saygısızlığı beni şaşırtırken, burada tanık olduklarımı derinlemesine bilmiyor olmam da beni fazlasıyla utandırdı doğrusu. Aslında beni en çok üzen nokta, ülkemizde en küçük bir insan hakkı ihlalinde haklı olarak ayağa kalkan bazı zevatın, hemen yanıbaşımızdaki korkunç drama seyirci kalmasıdır, ses çıkarmamasıdır ki, onların aslında neyi hedeflediklerini yada vurdumduymazlıklarının nedenini anlamam açısından bu gezi bana çok ama çok yararlı oldu. Evet, bir kültür sanat dergisinde normalde kültür ve sanata dair bir yazıyı kaleme almak gerekir ama Yunanistan yolculuğumdan belleğimde kalanlar o kadar canlı ve diri ki. Bu yüzden orada gördüklerimi, duyduklarımı sizlerle paylaşmak istedim. Peki neydi gördüklerim ve duyduklarım? Yunanistan genelinde adında Türk olan hiç bir kurumun açılamıyor olduğunu biliyor muydunuz? 1983 yılına kadak giriş kapılarındaki tabelalarda Türk adı geçen tüm tabelalar indirilmiş vaziyette. Lozan anlaşmasından gelen çift dilli eğitim hakkı ne yazık ki ana okullarında uygulanmıyor. Bu aslında sinsi bir asimilasyon sürecinin de başlangıcı. Üstelik çocuklarını ana okullarına göndermeyen aileler, çocukları ilkokul çağına geldiği zaman ana okuluna göndermedikleri gerekçesiyle evlatlarını okula yazdıramıyorlar. Atamızın doğup büyüdüğü topraklar olan Selanik gezimiz esnasında, yine tabelasında Türk adı geçmeyen, geçemeyen ve sadece müslüman derneği diye yazan bir kurumu ziyaret ettik. Bu insanlar, bütün güncel konuşmalarını Türk'çe ile yaptıkları halde Yunan hükümeti tarafından Türk olarak kabul görmüyor. Üstelik bir cenazeleri olduğunda cenazelerini gömecek bir Müslüman mezarlığı yok. Cenazelerini bulundukları ilden çok çok uzaklara, yaklaşık 500 km uzağa defnetmek durumundalar. Yani bayramda seyranda anesine, babasına mezarı başında bir fatiha okuyabilmek için şehirlerarası yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. Bu gezi sırasındaki en son durağımız Rodos adası idi dostlar. Atina'dan 14 saatlik gidiş ve Rodos'tan 17 saatlik dönüş mesafesi olan bir feribot yolculuğunu düşleyin değerli okurlar. Yani bizim ülkemizin burnunun dibinde ama Yunanistan'a bir hayli uzak bu adanın ve adacacıkların Lozan anlaşmasında nasıl olupta Yunanistan'a bırakıldığı da işin ayrı bir yanı gerçekten. Mesela ben hayatım boyunca böyle uzun mesafeli bir deniz yolculuğu yapmamıştım doğrusu. Rodos adasına vardığımızda konsolosluğu ve Rodos müslümanları derneğini ziyeret ettik. Rodos müslümanları derneğinin başkanı Mehmet beyle yaptığım söyleşide, milli kimliğini söyletmek için ne kadar uğraştığımı bilemezsiniz.Ancak tüm ısrarlı sorularıma rağmen biz Türk'üz demekten çekindi. Yunan yöneticilerinden bu konuda ne kadar baskı geldiğinin de en somut göstergesiydi o olay.. Rodos'ta açık olan tek camii Pargalı İbrahim Paşa Camii sevgili dostlar, ama sıkı durun. Bu camide 5 vakit namaz kılınamıyor. Sadece öğlen vakti açılıyor ve diğer vakitlerde kapısına kocaman bir kilit ve zincir vuruluyor. Bunlar en temel insan hakları ihlalleri sevgili okurlar. Bir de bunun aile içinde yaşanması muhtelen psikolojik etkilerini düşünün lütfen. Tabi bunlar işin bir yanı. Diğer yanı ise Yunanistan'ın yaşadığı son dönemdeki ekonomik krizin ekonomiye ve dolayısı ile soydaşlarımıza olan yansıması.Genellikle tarımla yani toprakla ömür süren bu insanlar son dönemde adeta sudan çıkmış balık misali çaresizler ve arayış içindeler. Ürettiklerini satacak fabrikalar kapanmış ve birkaç tüccarın insafına kalmış vaziyetteler. Köylerde yaşayan soydaşlarımızın bir çoğu yurtdışına çalışmaya gitmek zorunda. Ayrıca eğitim en ciddi sorun olmaya devam ediyor. Yeterli, daha doğrusu yeterliliği uygun olan öğretmen sıkıntısı var. Üniversiteye girişte bu yüzden büyük sıkıntılar var. Soydaşlarımızın üniversite yaşındaki çocukları genellikle Türkiye üniversitelerini tercih ediyorlar ama bu yıl mülakatla yapılan alımlar sonucu büyük maduriyetler yaşanmış ne yazık ki. Üstelik mülakatlarda sorulan sorularda belli bir zihniyeti alındığı noktasında şaibeler yaratmış açıkçası. Buradan özellikle YÖK e seslenmak ve batı Trakya'daki gençlerimizin maduriyetinin giderilmesini talep etmek istiyorum. Sevgili dostlar! Üç beş satırla anlatılamayacak kadar derin konular bunlar ama basına yansıması, Türkiye ve dünya kamuoyunda tartışılması çok önemli. Zaten ben de bu yüzden bu yazıyı kaleme aldım. Aaaa bu devirde böyle hak gasplarıda mı var? dedirtmekti amacım ve umarım yazımı okuyan herkes bu konudaki duyarlılığını biraz daha öne alır. Sevgili okurlar, Yunanistan'da benim azınlığım en temel insan haklarından mahrum bırakılırken, Türkiye'de hükumet mütekabiliyet esasını yok sayarak Rumlara vakıf mallarını iade ediyor, kiliseleri tamir ettiriyor ve ruhban okulunun açılış çalışmalarına hız veriyor? Elbette düşmanlıktan yana değiliz, barıştan yanayız ancak yaşananları da görmek, anlamak ve kavramak zorundayız diye düşünüyorum. Umuyorum şu küçük yazı bile bir kamuoyu yaratma noktasında yararlı olur. Biz sanatçılara düşen görev ise, oradaki kültür sanat insanlarıyla diyaloğu geliştirmek, belki zaman zaman toplantılarımıza davet etmek yada oralara gitmek olmalı. Onun dışında oradaki sorunları daha detaylı öğrenip kavrayarak, sıkıntıları sanatsal üretimlerimize yansıtmak gerekir diye düşünüyorum. Bir dahaki sayıda buluşmak üzere, dostçakalın..
FEVZİ KURTULUŞ kurtulusfevzi@hotmail.com |
3315 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |