Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı, Yunan devletinin, Türk azınlığın talep ettiği şekilde Batı Trakya'da azınlık anaokulları açmak gibi herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını savundu.‘’Yunan devletinin, Türk azınlığın talep ettiği şekilde Batı Trakya'da azınlık anaokulları açmak gibi herhangi bir yükümlülüğü bulunmuyor.’’ Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı, Yunan devletinin, Türk azınlığın talep ettiği şekilde Batı Trakya'da azınlık anaokulları açmak gibi herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını savundu. Yunanistan Eğitim Bakanlığı, kısa bir süre önce bölgede Türkçe ve Yunanca eğitim verecek anaokulları açılması konusunda Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi (DEB) tarafından sunulan mektuba cevap verdi. Bakanlık tarafından DEB'e gönderilen cevabi yazıda, "Yunan devleti, azınlık anaokulları açılması konusunda herhangi bir sözleşme yükümlülüğü altında değildir" ifadesi kullanıldı. Anaokullarında iki dilli eğitim konusunda Eğitim Bakanlığı'nın görüşünün de yer aldığı mektupta, iki dilli anaokulu, "bölünmüş okul mantığı ile geçmişte kalmış bir pedagojik anlayış ve eğitim sistemi" olarak nitelendirildi ve bunun uygulamada çocukların eşit şartlarda eğitim almasını engellediği iddia edildi. Yunan devletinin, "okul öncesi eğitim ve yasalar önünde eşit hak ve sorumluluklar zorunluluğu çerçevesinde, geniş çapta bir dengeleme rolünü yerine getirmek amacıyla öğrencileri okul yaşamına hazırlayarak, azınlık yerleşim birimlerinin çoğunda yeni anaokulları açtığı" belirtilen mektupta, Yunanistan'ın, uluslararası antlaşmalardan ve Türkiye olan ikili anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerinin yanısıra, vatandaşlarının milli bilincini ve Avrupa vatandaşlığı bilincini de güçlendirme yükümlülüğü bulunduğu belirtildi. Bakanlık mektubunda şu ifadelere yer verildi: "Bugün, Yunanistan'ın, uluslararası antlaşmalardan ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili meseleleri düzenleyen anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklere olan bağlılığına paralel olarak, Yunanistan sınırları içerisinde yaşayan insanların milli bilincini güçlendirmenin dışında, Avrupa vatandaşı bilincini de güçlendirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yunanlılar olarak, kültürel özelliklere ve farklılıklara saygılı olmakla birlikte, öncelikle yaşadığımız ve vatandaşı olduğumuz ülkenin kültürünü, dilini, kurallarını ve yasalarını benimsemeye mecburuz. Son olarak, Azınlık ve onun çocukları, kendi kültürel yaşamlarına sahip olma, kendi dinlerine bağlı olarak vecibelerini yerine getirme, ya da kendi dilini ait olduğu grubun diğer üyeleriyle ortaklaşa kullanma hakkından tam ve kesin olarak yararlandığı gibi, Yunan devleti tarafından hiçbir zaman UNESCO'nun Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 30. maddesini ihlal etme teşebbüsü olmadığını sizlere bildiririz." DEB, kısa bir süre önce Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanı Konstantinos Arvanitopulos'a gönderdiği bir mektupta, Atina'nın, Batı Trakya'da Türkçe ve Yunanca eğitim verecek azınlık anaokulları kurulmasının önünü açmasını istemişti. DEB, Yunanistan'da zorunlu eğitim kapsamına alınan anaokulu eğitiminin, Lozan Antlaşması ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili anlaşmaların yanı sıra UNESCO tarafından da azınlık çocuklarına tanınan bir hak olduğunu belirterek, Yunan bakandan bu konudaki sorunun insan hakları ve anlaşmalar çerçevesinde çözümlenmesine yardımcı olmasını istemişti. -Okul müdürü görevden alındı Bu arada, Batı Trakya'da, bu yıl anaokulu eğitimi almadıkları gerekçesiyle Rodop ve İskeçe illerinde bazı azınlık mensubu öğrencilerin ilkokul birinci sınıfa kayıtlarının yapılmamasından kaynaklanan sıkıntı sürerken, İskeçe'ye bağlı Şahin köyü azınlık ilkokulu müdürü Hasan Kurak, resmi kaydı yapılmayan 20 öğrenciyi sınıflara alarak dersleri izlemelerine izin verdiği için müfettişlik kararıyla müdürlük görevinden alındı. Halen kayıtları yapılmayan 20 öğrencinin derslere katılmaya devam ettiği Şahin azınlık ilkokulundaki kayıt sorununun sona ermesi için, bazı yetkililerin öğrenci velilerine, "Türkçe–Yunanca eğitim veren azınlık anaokulları olmadığı için çocuklarını devlet anaokullarına göndermediklerini" ifade eden dilekçelerini geri çekmeleri için baskı yaptığı iddia edildi. Diğer yandan, Şahin köyünde 20 öğrencinin kayıtlarının yapılmaması Türk Azınlık içerisinde tepkilere neden olurken, Şahin köyünün bağlı bulunduğu Mustafçova (Miki) Belediye Meclisi oy birliğiyle aldığı bir kararla, bölge savcısına bu konuda müdahale etme çağrısında bulundu. Mustafçova Belediye Başkanı Mustafa Cukal'ın çağrısı üzerine toplanan Belediye Meclisi üyeleri, yayımladıkları ortak açıklamada, Şahin köyünde 20 çocuğa yapılan uygulamayı suç olarak nitelendirerek, bölge savcısını göreve davet etti.
(Mehmet Hatipoğlu-AA) |
901 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |