Alman vakıfları yıllar sonra Yunanistan'a geri dönüyor. Ülkedeki ağır kriz ve Alman-Yunan ilişkilerinde tırmanan gerginlik, ülkenin Almanya'nın gözündeki önemini yeniden artırdı.Alman Vakıfları Yunanistan'a Dönüyor. Alman vakıfları yıllar sonra Yunanistan'a geri dönüyor. Ülkedeki ağır kriz ve Alman-Yunan ilişkilerinde tırmanan gerginlik, ülkenin Almanya'nın gözündeki önemini yeniden artırdı. Alman siyasi vakıfları 90'lı yıllarda Doğu ve Orta Avrupa'da birbiri ardına bürolar açtı. Hedef, Bulgaristan, Romanya ya da Baltık ülkeleri gibi dönüşüm sürecindeki ülkelerde demokrasiyi kökleştirmek ve sivil toplumu güçlendirmekti. Ancak tam da bu dönemde Alman devleti vakıflara Mali desteğini kısınca, vakıflar diğer bölgelerdeki faaliyetlerini azaltmak ya da tamamen durdurmak zorunda kaldı. Liberal Hür Demokrat Parti'ye yakınlığıyla bilinen Friedrich-Naumann Vakfı, Hrıstiyan Demokrat Birlik partisine yakın Konrad-Adenauer Vakfı ve Sosyal Demokrat Friedrich-Ebert Vakfı birbiri ardına 2005 yılına kadar Atina'daki bürolarını kapattılar. Çünkü Yunanistan artık AB'nin köklü bir üyesi ve oturmuş bir demokrasi olarak görülüyordu. Ancak ağır ekonomik ve Mali krizin patlak vermesiyle Yunanistan sadece ekonomik olarak değil, siyasi istikrar açısından da zora düştü. Ülkede devlet ile toplum birbirinden uzaklaşırken Alman-Yunan ilişkilerinde de gerginlik arttı. Tüm bu nedenlerle Alman vakıfları Yunanistan'daki faaliyetlerine yeniden başlama kararı aldı. Meclis'ten 5 milyon euroluk kaynak Mayıs ayından bu yana eşiyle birlikte Friedrich-Ebert Vakfı'nın Atina'daki bürosunu yöneten Christos Katsiulis şunları söylüyor: "Alman-Yunan ilişkilerinin çok da iyi olmadığı açıkça görülmeye başlandı. İki ülke arasındaki iletişimin bozulduğu, ama aynı zamanda birbiriyle ilgili iletişimin de bozulduğu görüldü. Ortak Avrupa hedefi de iki ülkede gözden ıraklaşmaya başladı." Alman Federal Meclisi Bütçe Komisyonu, bu gidişat karşısında altı siyasi vakfa verilmek üzere Dışişleri Bakanlığı'na üç yıl için beş milyon euroluk kaynak ayırdı. Alman siyasi vakıflarının yurtdışındaki faaliyetleri devlet tarafından teşvik ediliyor ve Alman hükümetinin dış politik temel çizgileri çerçevesinde bulunması gerekiyor. Ancak Alman vakıflarının, Dışişleri Bakanlığının bir uzantısı konumunda olmadığı vurgulanıyor. Vakıfların, geçmişte Tibet ile ilgili ya da İranlı muhaliflerle düzenlenen etkinlikler gibi Alman hükümetinin isteği dışında gerçekleştirdiği faaliyetler de bulunuyor. Vakıflar yurtdışındaki programlarını Alman diplomatlara onay için sunmalarına rağmen, bunların reddedilmesine ender rastlanıyor. Bunda hükümetin, vakfın yakın olduğu siyasi partilerin meclisteki eleştirilerinden çekinmesi önemli rol oynuyor. Her vakfın ağırlık noktası ayrı Liberal Friedrich-Naumann Vakfı insan hakları, hukuk devleti, ama aynı zamanda kooperatiflerin desteklenmesi konularına odaklanıyor. Vakıf, Yunanistan'daki faaliyetlerini Brüksel bürosundan koordine etmeyi planlıyor. Almanya'nın Bavyera Eyaleti'nde örgütlü Hrıstiyan Sosyal Birlik partisine yakın Hanns-Seidel Vakfı özellikle eğitim, meslekiçi eğitim, küçük ve orta ölçekli işletmelere yöneticilik danışmanlığı konularına yoğunlaşıyor. Hanns-Seidel Vakfı ile Sol Parti'ye yakın Rosa-Luxemburg Vakfı sonbaharda Atina'da bürolarını açacak ve Yunanistan'dan personel çalıştıracak. Yunanistan'da Neonazizmin güçlenmesi, göç, zenginlik, yoksulluk, krizin özellikle de kadınlara etkisi, Rosa-Luxemburg Vakfı'nın ağırlık verdiği konuları oluşturuyor. Yeşiller partisiyle bağlantılı Heinrich Böll Vakfı ise çevrenin yanı sıra sivil toplum konusuna odaklanıyor. Vakfın Yunanistan'daki bürosunun yöneticisi Olga Drosu, diğer alanları şöyle sıralıyor: "Yunan ekonomisinin modernizasyonu, yeni istihdam yaratılması ve tüm ülke açısından yeni fırsatlar oluşturulması için çantamızda pek çok öneri var. Bu bağlamda projelere destek vermek, örneğin Yunan adalarında elektrik ihtiyacının yenilenebilir enerjilerle karşılanması gibi yeni yollar göstermek istiyoruz." "Anten gibi görüyoruz" Hrıstiyan Demokrat Birlik partisi ile bağlantılı Konrad-Adenauer Vakfı'nın Atina bürosu yöneticisi Susana Vogt, Alman siyasi vakıflarının çalışmalarının sadece ülke içi ile sınırlı kalmayacağını, Almanya'da okumak isteyen Yunan üniversite öğrencilerine burslar verme gibi planları olduğunu da belirtiyor: "Yaptığımız çalışmalar tek yönlü değil. Atina'da bulunmamızın çok önemli bir başka işlevi ülkeyi anlamak. Atina'daki büromuzu, gelişmeleri Almanya'ya aktarma ve Yunanistan'da olanların anlaşılmasını sağlama açısından bir anten gibi görüyoruz." |
806 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |