Yeni Akit Gazetesi Yazarı Hasan KARAKAYA’nın Köse Yazısı… 7 Ağustos Salı günkü Akit'in sürmanşetinde “Kin Kapısı'nı açmayız” diyen Başrahip'in açıklamalarını yayınladık...Hasan Karakaya :Kimyaları bozan haberimiz... Kin Kapısı Yeni Akit Gazetesi Yazarı Hasan KARAKAYA’nın Köse Yazısı… 7 Ağustos Salı günkü Akit'in sürmanşetinde “Kin Kapısı'nı açmayız” diyen Başrahip'in açıklamalarını yayınladık... Fener Rum Patrikhanesi Bursa Metropoliti ve Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi Elpidophoros Lambriniadis, diyordu ki; “Okulun açılması için bize verilen bir vaat, bir tarih yok ama havayı koklayarak artık vaktin geldiğine inanıyoruz. Kamuoyu, basın, devlet ve muhalefet buna hazır...” Gördüğünüz gibi; “Ruhban okulunun açılma vakti geldi” diyen aynı Başrahip Lambriniadis, 1821'de Moro İsyanı'nda, Osmanlı'ya destek vermek yerine, Rus Çarı'na mektup yazarak, isyanı kışkırttığı için Fener Rum Patrikhanesi'nin orta kapısında asılan Patrik Grigoryus anısına kapalı tutulan “Kin Kapısı” için ise, “O kapı bizim için mezar. Hiçbir insan bir mezarı açmaz” diyordu... Bu sözlerin anlamı şuydu: “Siz bizim her istediğimizi verin, ama biz size hiçbir şey vermeyelim.” ANLAYIŞ, KARŞILIKLI OLMALI İşin doğrusu; Karşılıklı “anlayış”lar gösterilir ve “adım”lar karşılıklı atılırsa, “Azınlık vakıflarının mal varlıklarının iadesi”ne hiç kimsenin sesinin çıkmadığı gibi, Ruhban Okulu'nun açılmasına da pek ses çıkaran olmaz... Zaten “insanlığın” da “Müslümanlığın” da gereği budur. Yalnız; “AK Parti Hükümeti”nin attığı bu olumlu adıma, “Patrikhane”nin de, “bir adım yaklaşarak” karşılık vermesi beklenmeli değil midir?.. Tamam, “Ruhban Okulu açılsın” ama, “Kin Kapısı” da açılıversin, ne olur yani? Eğer o kapının, “Bir Türk büyüğü orada asılmadıkça açılmayacağı” yönündeki söylenti doğruysa, o zaman, hangi “anlayış”tan, hangi “iyiniyet”ten söz ediliyor?.. Başrahip deseydi ki; “Ruhban Okulu açıldığında, biz de Kin Kapısı'nı açacağız ve aramızdaki husumete son vereceğiz!” İşte o zaman Ruhban Okulu'nun açılmasına da, daha başka haklar verilmesine de hiç kimsenin sesi çıkmazdı... Biz de bu haberleri yapmazdık... YUNANİSTAN'IN YAPTIĞI NE? Bazıları diyorlar ki; “İmam Hatip okullarının açılması için var gücünüzle çalışıyorsunuz da, Ruhban Okulu'nun açılmasına niye karşı çıkıyorsunuz?” Haberlerimiz, herhalde yanlış anlaşıldı... Biz, Ruhban Okulu'nun açılmasına asla karşı değiliz... Elbette “denetimli” olarak açılsın... Herkes “dini eğitim” alabilmelidir... Bunda şüphe yok... Bizim itirazımız; Türk Hükümeti elinden geldiğince “esnek” davranırken, Patrikhane tarafının hala aynı yerde durmasına... Bu, bize göre “iyiniyetli bir tavır değildir” ve içlerindeki “kin”i hala yaşattıklarını gösterir. Bunu da görmek gerekir. Ya, şu habere ne demeli?.. “AB'nin din özgürlüğü camiye kadar” başlıklı dünkü haberimiz, “tam günü”ne rast geldi; “Her fırsatta Türkiye'ye insan hakları ve din özgürlüğü dersi vermeye kalkışan Avrupa Birliği, kendi üye ülkelerindeki İslam karşıtlığına ise kör... Başkentinde cami bulunmayan tek Avrupa ülkesi olan Yunanistan'da, Selanik Belediye Başkanı'nın Yeni Cami'yi turistik amaçla da olsa bayram namazı için açma girişimine izin çıkmadı... Camiye izin vermeyen yetkililer, bayram namazını statta kılmak isteyen Müslümanlardan ise 2 bin Euro para istiyor... Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin; Yunanistan'ın bu yaptığı “iş” mi?.. Ne olurdu sanki; “Ruhban Okulu”nun açılmasının gündemde olduğu şu günlerde, sen de “cami”yi açsan!.. Şimdi, gel de; Bunlara “anlayış” göster!..
(Hasan Karakaya - Yeni Akit) |
1301 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |