Bölgemizdeki adaletsizliklerin,yasadışı ve gayrimeşru tüm eylemlerin arkasında Yunanistan var. Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes: Bölgemizdeki adaletsizliklerin,yasadışı ve gayrimeşru tüm eylemlerin arkasında Yunanistan var. 1.Ermenistan’da Ermeni işgalini; 2.Libya’da darbeci savaş ağasını;3.Suriye’de eli kanlı rejimi 4.Doğu Akdeniz’de Sevilla haritasını (Yunanistan//GKRY maksimalist deniz sınırı iddialarının sembolü) destekleyen Yunanistan’dır. Yunanistan tüm bu sorunları yaratan koalisyonun üyesi olduğu için hiçbir çözümün parçası olamaz. Yunanistan "Düşmanımın düşmanı dostumdur'' anlayışıyla hareket ettiği sürece, her zaman başarısız olacak ve bölgemizde barışı ve istikrarı tehlikeye atacaktır.

Azerbaycan ve Türkiye’ye yönelik protesto yürüyüşü Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan olaylar Gümülcine'de bir grup Yunanlı ve Ermeni tarafından protesto edildi. 11 Ekim Pazar akşamı Gümülcine'deki kılıç anıtı önünde toplanan yaklaşık 120 gösterici, Azerbaycan ve Türkiye'nin bölgeden çıkmasını istedi.

TRİPOLİÇE SOYKIRIMI (23 Eylül 1821) Türklerin Anadolu’ya girmesine, Balkanları fethetmesine, İstanbul’u almasına, Viyana kapılarına dayanmasına engel olamayan Hristiyan alemi, doğumundan itibaren çocuklarını “Türk düşmanı” olarak yetiştirmekteydi. Yüzyıllar boyunca ekilen kin ve nefret tohumları 19.ncu yüzyıla gelindiğinde kartopu gibi büyümüştü. Osmanlılar bilimsel, teknik, ekonomik, siyasi ve askeri gelişmelere ayak uyduramayıp eski gücünü kaybedip geri çekilirken Türk ve Müslümanlar korkunç bir vahşetle SOYKIRIM’la yok edildiler. Mora ayaklanmasında “ETNİK TEMİZLİK/SOYKIRIM” bir yöntem olarak benimsenmiş ve daha sonraki ayaklanmalara model olmuştur.

BATI TRAKYA’NIN UÇAN ARABASI Günümüz dünyası son yirmi yıldır teknolojik açıdan bir geçiş süreci yaşıyor. Bu zaman zarfında birçok yeni buluş ve icat hayatımıza girdi, hatta vazgeçilmezimiz oldu. Bilgisayarlar, cep telefonları, çeşitli robotik ya da mekatronik gelişmeler günlük yaşamımızı da kolaylaştırdı. Son zamanlarda ise “Uçan Araba”lar konuşulmaya başlandı. Birçok ülkede birçok firma prototiplerini oluşturarak, tanıtımlarını yaptılar. ABD, Çin, Japonya, Kanada, Malezya ve Slovakya gibi ülkelerden sonra nihayet Türkiye’de milli uçan araba projesiyle söz konusu teknoloji üzerinde çalışan ülkeler arasına girdi. Prototipi tanıtılan bu araca, dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim insanı Şırnak Cizre’li “El – Cezeri” nin ismi verildi.

EGE ADALARINI NASIL KAYBETTİK?Osmanlı İmparatorluğunun Venediklilerden, Cenevizlilerden ve Rodos Şövalyelerinden aldığı, bir bölümü Anadolunun doğal uzantısı olan Ege adalarına ilk çıkışımız 1089-1090 yıllarında ÇAKA Bey komutasında Midilli ve Sakız’ın fethiyle gerçekleşmiştir. Daha sonra Menteşe, Aydın, Saruhan ve Karesi Beylikleri bölgede hakimiyet kurdular. Daha sonra Yıldırım Beyazıt (1389-1402), Çelebi Mehmet (1413-1451), II.nci Murat (1421-1451) dönemlerinde akınlar ve işgaller yapılmışsa da kalıcı bir fetihe dönüşmemiştir.

İtalya kendileri için Orlando kardeşlere 3 zırhlı siparişi vermiş, ancak zırhlılardan üçüncüsünü satın almamıştır. Orlando kardeşler de 1909 yılında, ellerinde kalan bu üçüncü gemiyi satmak için Osmanlı Devleti’ne teklifte bulunmuştur. Donanmayı güçlendirmek isteyen Osmanlı yönetimi, zırhlıyı almak istemiş ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle biraz çekimser kalmıştır. Bunun üzerine Orlando kardeşler zırhlıyı Yunanistan’a teklif etmişlerdir. Osmanlı gibi büyük bir devletin alamadığı bir gemiyi Yunanlılar da almaya güç yetiremeyeceklerini görmüşlerdir. Fakat bu sırada Yunanlılara böyle bir teklif yapıldığını haber alan George Averof Vakfı, yaklaşık 24.000 drahmi fiyat teklif edilen gemi için Yunan Devleti’ne, gemiye George Averof’un adının verilmesi şartıyla 8.000 drahmi hibe etmiştir. Bu parayı alan Yunan Devleti de kalan parayı tamamlayarak gemiyi satın almıştır.

Kalkan bu kez mavi vatana kurulacak: Türkiye fiili durum yaratma hakkına sahip Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Yunanistan arasında başlayan 'kıta sahanlığı geriliminin' merkezinde hukuki statüsü tartışmalı olan adalar var. Yunanistan bu adalar üzerinden Doğu Akdeniz'de çok geniş bir hakimiyet alanı talep ediyor. On İki Ada'nın hukuki açıdan egemenliği Yunanistan'a ait olmayan adalar statüsüne geldiğine dikkat çeken uzmanlar, "Uluslararası hukuka göre, Türkiye On İki Ada meselesinde fiili durum yaratma hakkına sahiptir. Yunanistan'la müzakerelerden bir sonuç elde edilemez. 'Adalar Denizi Kalkanı' tarzında bir operasyonla fiili durum yaratılarak masada da kabul ettirilebilir." değerlendirmesinde bulundu.

YUNANİSTAN’A KİPİ (İPSALA) SINIR KAPISINDAN GİRİŞ YAPACAK TÜRK VATANDAŞLARINA DUYURULUR. COVID-19 pandemi sürecinde Yunanistan Kipi Kapısı’ndan giriş koşulları

YUNANİSTAN’DA BAZI ÇEVRELER SAÇMALAMAYA DEVAM EDİYOR Yunan basınında geniş bir biçimde aynı anda çıkan haberlerde, “MİT'in Trakya’daki Karanlık Oyunları - "Andro" ve "Müslüman Kardeşler" Komotini Türk Konsolosluğu” başlığıyla okuyuculara servis edildi. Batı Trakya’da hiçbir şekilde gerçekleri yansıtmayan düzmece yalan yanlış haberlerle gündem yaratarak, Türkiye’nin Gümülcine’deki Başkonsolosluğunu hedef alan çevreler boş durmuyor. Ancak bununla da yetinmeyen çevreler, son olarak bir Batı Trakyalı olan ve her fırsatta Türk-Yunan dostluğuna, dinler arası hoşgörü ve saygıya önem veren IRCICA Genel Direktörü Dr. Halit Eren’i de yalan yanlışlarla kirli oyunlarının içine katmaya çalıştıkları görülüyor.

Gümülcine Türk Gençler Birliği 90. kuruluş yılı etkinliğine katılan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, Batı Trakya’da temaslarda bulundu.

Yunan basınında çıkan bir özel haberde, Türkiye’nin, Yunanistan ile aralarında var olan bazı sorunların çözümü için Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na gidilmesini talep etmiş, ancak Atina ise Türkiye’nin bu teklifini reddettiği belirtiliyor.

CUMHURİYETİMİZİN İLANININ 95.YILINDA GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü, AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ, GAZİLERİMİZİ SAYGI, RAHMET VE MİNNETLE ANIYOR, CUMHURİYET BAYRAMINIZI KUTLUYORUZ

“Altın Şafak” (Hrisi Avgi) üyesi olduğu belirtilen aşırı sağcı bir grup tarafından Selanik’in ortasında Türk turistlerin aracına saldırı düzenlendi. Taşlar, sopalar ve demir çubuklarla aracın camlarını kıran saldırganlar, aracın motor kaputuna yazılar yazdı Mehmet Özören, eşi, oğlu ve kızı linç edilmekten şans eseri ve sığındıkları apartmanın Yunan sakinlerinin yardımları ile kurtuldu.

24 TEMMUZ GÜNÜNÜN TARİHİMİZDEKİ ÖNEMİ İKİ ÖNEMLİ TARİH Aziz Türk Milletinin Tarihinde çok önemli günler vardır.24 Temmuz da böyle önemli günlerden biridir. 24 Temmuz 1923 24 Temmuz 1995